Tube İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tube İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tube (Tüp) İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Boru şeklinde ve içi boş olan nesne.

1. The toothpaste tube is almost empty. (Diş macunu tüpü neredeyse boş.)
2. The artist squeezed the paint out of the tube. (Sanatçı, boyayı tüpten sıktı.)
3. The message was sent through the pneumatic tube system. (Mesaj, basınçlı hava tüp sistemiyle gönderildi.)
4. The subway train runs through underground tubes. (Metro treni yeraltı tüplerinden geçer.)
5. The cake decorator used a pastry tube to make the icing design. (Pasta süsleyicisi, krema tasarımını yapmak için hamur tüpü kullandı.)
6. The laboratory technician inserted the sample into the test tube. (Laboratuvar teknisyeni örneklemeyi deney tüpüne yerleştirdi.)
7. The music lover listened to the song through a vacuum tube amplifier. (Müziksever, şarkıyı vakum tüpü amplifikatörü ile dinledi.)
8. The diver explored the coral reef through a breathing tube. (Dalışçı, solunum tüpü ile mercan kayalıklarını keşfetti.)
9. The worker attached the tube to the nozzle to fill the tank with gas. (İşçi, tankı benzini doldurmak için nozula tüpü bağladı.)
10. The doctor used a feeding tube to provide nutrients to the patient. (Doktor, hastaya besin sağlamak için bir beslenme tüpü kullandı.)
11. The hiker carried a collapsible water tube in his backpack. (Yürüyüşçü, sırt çantasında katlanabilir bir su tüpü taşıdı.)
12. The aquarium has a clear tube that allows visitors to see the fish up close. (Akvaryumda, ziyaretçilerin balıkları yakından görmelerine izin veren şeffaf bir tüp var.)
13. The mechanic used a tube wrench to loosen the bolt. (Tamirci, cıvatayı gevşetmek için bir tüp anahtarı kullandı.)
14. The firefighter connected the hose to the tube on the fire truck. (İtfaiyeci, hortumu itfaiye aracındaki tübe bağladı.)
15. The pilot communicated with the control tower through a tube headset. (Pilot, tüp kulaklıkla kontrol

kulesiyle iletişim kurdu.)
16. The vacuum cleaner has a flexible tube attachment for cleaning hard-to-reach areas. (Elektrikli süpürge, ulaşılması zor alanları temizlemek için esnek bir tüp takımına sahiptir.)

17. The artist used a glassblowing tube to shape the molten glass. (Sanatçı, erimiş camı şekillendirmek için cam üfleme tüpü kullandı.)
18. The doctor inserted a breathing tube into the patient’s throat to help them breathe. (Doktor, hastanın nefes almasına yardımcı olmak için solunum tüpünü hastanın boğazına yerleştirdi.)
19. The plumber replaced the old corroded pipes with new PVC tubes. (Tesisatçı, eskimiş paslanmış boruları yeni PVC tüplerle değiştirdi.)
20. The child had fun sliding down the tube at the playground. (Çocuk, oyun parkındaki tüpten kayarak eğlendi.)

Türkçe Karşılığı: tüp, boru, hortum, tüp kulaklık, test tüpü, solunum tüpü, beslenme tüpü, vakum tüpü amplifikatörü, hamur tüpü, benzin tüpü, su tüpü, cam üfleme tüpü, cıvata anahtarı, itfaiye tüpü, esnek tüp takımı, cam üfleme tüpü, PVC tüpü, oyun parkı tüpü.