Tubby İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tubby İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Tubby İle İlgili Cümleler

Türkçe anlamı: Tombul, şişman

  1. The cat looked very tubby after eating so much fish. (Kedi, çok balık yedikten sonra çok şişman görünüyordu.)
  2. I need to lose weight because I don’t want to be tubby anymore. (Artık tombul olmak istemediğim için kilo vermem gerekiyor.)
  3. The little boy’s cheeks were so tubby, it was adorable. (Küçük çocuğun yanakları çok tombuldu, çok sevimliydi.)
  4. My aunt makes the best tubby pancakes with lots of syrup. (Teyzem, bol miktarda şuruplu en iyi tombik pankekleri yapar.)
  5. The tubby raccoon was having a feast in the trash can. (Tombul rakun, çöp kutusunda ziyafet çekiyordu.)
  6. The puppy was so tubby, it couldn’t even walk properly. (Yavru köpek o kadar tombuldu ki düzgün yürüyemiyordu.)
  7. I bought a tubby teddy bear for my niece’s birthday. (Yeğenimin doğum günü için tombik bir oyuncak ayı aldım.)
  8. The tubby squirrel was stuffing its cheeks with nuts. (Tombul sincap, yanaklarını fındıklarla dolduruyordu.)
  9. I used to be tubby when I was younger, but I’ve since lost weight. (Gençken tombuldum ama o zamandan beri kilo verdim.)
  10. The tubby seal looked content sunbathing on the beach. (Tombul fok, plajda güneşlenirken mutlu görünüyordu.)
  11. My mom always used to call me her little tubby bunny when I was a kid. (Çocukken annem beni her zaman küçük tombik tavşanı olarak çağırırdı.)
  12. The tubby pig was rolling around in the mud. (Tombul domuz, çamurda yuvarlanıyordu.)
  13. The tubby hamster was running on its wheel. (Tombul hamster, çarkında koşuyordu.)
  14. I made a delicious tubby lasagna with lots of cheese. (Bol peynirli lezzetli bir tombik lazanya yaptım.)
  15. The tubby elephant was enjoying a bath in the river. (Tombul fil, nehirde bir banyodan keyif alıyordu.)
  16. The tubby penguin waddled around on the ice. (Tombul penguen, buzda yürürken sendeledi.)
  17. The little girl’s tubby fingers struggled to tie her shoes. (Küçük kızın tombul parmakları ayakkabılarını bağlamakta zorlandı.)
  18. The tubby horse grazed on the grass in the field. (Tombul at, çayırda otlatıyordu.)
  19. I bought a tubby cactus, but it didn’t seem very healthy. (Tombul bir kaktüs aldım ama çok sağlıklı görünmüyordu.)
  20. The tubby baby giggled as she played with her toys.

(Tombul bebek oyuncaklarıyla oynarken kıkırdadı.)

Note: “Tubby” kelimesi genellikle hayvanlar veya çocuklar için kullanılır, kişiler için kullanımı daha az yaygındır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.