Cushy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cushy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cushy Nedir?

Cushy, Türkçe karşılığı rahat, kolay ve keyifli anlamlarına gelen İngilizce bir kelime olarak kullanılır. Özellikle günlük konuşmalarda yaygın olarak kullanılır ve rahatlık, kolaylık ve konfor ile ilgili durumları ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. I have a cushy job at a tech company. (Rahat bir işim var, bir teknoloji şirketinde çalışıyorum.)
  2. She loves to stay in cushy hotels. (O, rahat otellerde kalmayı sever.)
  3. It’s not always cushy being a stay-at-home parent. (Evde kalan bir ebeveyn olmak her zaman rahat değildir.)
  4. He’s living a cushy life on the beach. (O, plajda rahat bir hayat yaşıyor.)
  5. The boss gave her a cushy assignment. (Patronu ona rahat bir görev verdi.)
  6. I wish I had a cushy couch to relax on. (Rahatlayabileceğim bir kanepeye sahip olmayı dilerim.)
  7. This cushy job is perfect for me. (Bu rahat iş benim için mükemmel.)
  8. He had a cushy upbringing in a wealthy family. (Zengin bir ailede rahat bir şekilde yetişti.)
  9. The cushy office chair is so comfortable. (Rahat ofis koltuğu çok rahat.)
  10. She’s always had a cushy life with her rich husband. (O, her zaman zengin kocasıyla rahat bir hayat yaşamıştı.)
  11. The hotel suite was cushy and luxurious. (Otel süiti rahat ve lüksdü.)
  12. I’m tired of this cushy routine, I need a change. (Bu rahat rutinden sıkıldım, değişikliğe ihtiyacım var.)
  13. The cushions on the sofa are so cushy. (Kanepe minderleri çok rahat.)
  14. He’s been given a cushy job with a high salary. (Yüksek maaşlı bir rahat iş verildi.)
  15. This bed is so cushy, I could sleep for hours. (Bu yatak çok rahat, saatlerce uyuyabilirim.)
  16. The company offers its employees a cushy retirement plan. (Şirket çalışanlarına rahat bir emeklilik planı sunar.)
  17. She loves the cushy life of being a celebrity. (Ünlü olmanın rahat hayatını seviyor.)
  18. The cushy chair is perfect for my back pain. (Rahat koltuk, sırt ağrım için mükemmel.)
  19. I envy her cushy life of travel and adventure. (Seyahat ve macera dolu rahat hayatını kıskanıyorum.)
  20. He’s always been attracted to cushy jobs with no stress. (Stres olmadan rahat işlere her zaman ilgi duymuş.)
  1. The hotel spa is so cushy, I could spend all day there. (Otel spa’sı çok rahat, tüm günümü orada geçirebilirim.)
  2. She’s got a cushy spot by the window with a great view. (O, harika bir manzaralı pencere yanında rahat bir yer buldu.)
  3. I prefer a cushy lifestyle over a hectic one. (Yoğun bir yaşam yerine rahat bir yaşam tarzını tercih ederim.)
  4. The cushy cushioned seats in the theater were so comfortable. (Tiyatroda rahat dolgulu koltuklar çok rahattı.)
  5. His cushy job didn’t prepare him for the challenges of entrepreneurship. (Rahat işi, girişimcilik zorlukları için onu hazırlamadı.)
  6. The cushy carpet felt so good under my feet. (Rahat halı ayaklarımın altında çok iyi hissettirdi.)
  7. She loves to wear cushy slippers around the house. (Evin içinde rahat terlikler giymeyi sever.)
  8. I’m so glad we got a cushy bed for our guest room. (Misafir odamıza rahat bir yatak aldığımıza çok sevindim.)
  9. He’s got a cushy gig as a music critic for a top magazine. (O, önde gelen bir dergi için müzik eleştirmeni olarak rahat bir iş buldu.)
  10. The cushy office space was designed with employee comfort in mind. (Rahat ofis alanı, çalışanların konforu göz önünde bulundurularak tasarlandı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.