Miniaturist İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Miniaturist İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Miniaturist

Miniaturist, “minyatür sanatçısı” anlamına gelen bir kelime olarak tanımlanabilir. Bu kelime, özellikle minyatür resimler yapmakla ilgilenen sanatçıları ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. The miniaturist carefully painted each tiny detail of the portrait. (Minyatür sanatçısı, portrenin her küçük detayını dikkatle boyadı.)
  2. She became famous for her skills as a miniaturist. (O, minyatür sanatçısı olarak becerileriyle ünlü oldu.)
  3. The art museum has a collection of miniatures created by various miniaturists. (Sanat müzesinde, çeşitli minyatür sanatçıları tarafından oluşturulmuş bir minyatür koleksiyonu bulunuyor.)
  4. The miniaturist used a magnifying glass to see the small details of the painting. (Minyatür sanatçısı, resmin küçük detaylarını görmek için bir büyüteç kullandı.)
  5. Miniaturists often work with very small brushes to create their art. (Minyatür sanatçıları, sanatlarını oluşturmak için çok küçük fırçalarla çalışırlar.)
  6. The miniaturist spent hours working on the intricate details of the scene. (Minyatür sanatçısı, sahnenin karmaşık detayları üzerinde saatler harcadı.)
  7. She hired a miniaturist to paint a portrait of her beloved pet. (O, sevgili evcil hayvanının portresini yapması için bir minyatür sanatçısı tuttu.)
  8. The miniaturist’s work was so precise that it looked like a photograph. (Minyatür sanatçısının çalışması o kadar hassastı ki fotoğraf gibi görünüyordu.)
  9. The miniature painting was displayed in a special glass case to protect it. (Minyatür resim, korumak için özel bir cam kılıfında sergilendi.)
  10. The miniaturist used a very small palette to mix the paint colors. (Minyatür sanatçısı, boya renklerini karıştırmak için çok küçük bir palet kullandı.)
  11. She commissioned a miniaturist to create a portrait of her family. (O, ailesinin bir portresini yapması için bir minyatür sanatçısına görev verdi.)
  12. The miniaturist carefully applied each brushstroke to create the desired effect. (Minyatür sanatçısı, istenen etkiyi yaratmak için her fırça darbesini dikkatle uyguladı.)
  13. The miniature painting was so detailed that you could see individual hairs on the subject’s head. (Minyatür resim o kadar detaylıydı ki, konunun başındaki bireysel saçları görebilirdiniz.)
  14. The miniaturist’s studio was filled with tiny paintings and sculptures. (Minyatür sanatçısının stüdyosu, küçük resimler ve heykellerle doluydu.)
  15. She admired the work of the famous miniaturist who lived in the 18th century. (O,
  1. The miniaturist used a steady hand to paint the delicate features of the portrait. (Minyatür sanatçısı, portrenin narin özelliklerini boyamak için sabit bir el kullandı.)
  2. She was impressed by the miniaturist’s ability to create such realistic paintings on such a small scale. (O, minyatür sanatçısının bu kadar küçük bir ölçekte bu kadar gerçekçi resimler yaratma yeteneğinden etkilendi.)
  3. The miniature portrait was a cherished family heirloom that had been created by a talented miniaturist. (Minyatür portre, yetenekli bir minyatür sanatçısı tarafından oluşturulmuş, değerli bir aile hatırasıydı.)

(Türkçe çevirileri parantez içinde yer almaktadır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.