Crush İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Crush İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Crush İle İlgili Cümleler

Crush, Türkçe’de “aşık olmak” anlamına gelen bir İngilizce kelime. Bu kelime sıklıkla romantik bir bağlamda kullanılır ve bir kişiye karşı romantik bir ilgi veya çekim hissetmek anlamını taşır.

1. I have a crush on my co-worker. (İş arkadaşıma aşık oldum.)
2. He developed a crush on his neighbor. (Komşusuna karşı bir çekim hissetti.)
3. My crush and I are going to the movies tonight. (Aşık olduğum kişiyle bu akşam sinemaya gidiyoruz.)
4. She didn’t know how to confess her crush to him. (Ona olan aşkını nasıl itiraf edeceğini bilmiyordu.)
5. My crush smiled at me today and my heart skipped a beat. (Aşık olduğum kişi bugün bana gülümsedi ve kalbim bir atışını atladı.)
6. He’s had a crush on her since they were in high school. (Lise zamanlarından beri ona karşı bir çekim hissediyor.)
7. I can’t stop thinking about my crush. (Aşık olduğum kişiyi düşünmekten vazgeçemiyorum.)
8. She’s been trying to get over her crush for months. (Aylardır aşkından kurtulmaya çalışıyor.)
9. I’m nervous to ask my crush out on a date. (Aşık olduğum kişiyi randevuya çıkarmak için endişeliyim.)
10. He’s always staring at his crush from across the room. (Odalarının karşı tarafından aşık olduğu kişiye sürekli bakıyor.)
11. I wrote a love letter to my crush and now I’m too scared to give it to them. (Aşık olduğum kişiye bir aşk mektubu yazdım ve şimdi ona vermekten çok korkuyorum.)
12. She found out that her crush was already in a relationship. (Aşık olduğu kişinin zaten ilişkisi olduğunu öğrendi.)
13. My crush complimented me today and it made my day. (Aşık olduğum kişi bugün beni övdü ve günümü daha güzel hale getirdi.)
14. He’s been daydreaming about his crush all day. (Tüm gün aşık olduğu kişi hakkında hayal kurdu.)
15. She’s too shy to talk to her crush. (Aşık olduğu kişiyle konuşmaktan çok utangaç.)
16. My crush and I have so much in common. (Aşık olduğum kişiyle çok ortak yönümüz var.)
17. He can’t get his crush out of his head. (Aşık olduğu kişi aklından çıkmıyor.)
18. She’s trying to get her crush’s attention by dressing up nicely. (Aşık olduğu kişinin dikkatini güzel giyinerek çekmeye çalışıyor.)
19. My crush and I had a great conversation last night. (Aşık olduğum kişiyle dün gece harika bir konuşma y

aptık.)
20. He finally mustered the courage to ask his crush out and she said yes. (Sonunda aşık olduğu kişiyi randevuya çıkarmak için cesaret topladı ve o da evet dedi.)