Millionaire İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Millionaire Nedir?
Millionaire, Türkçe karşılığı milyoner olan kelime, bir milyondan fazla para sahibi olan kişiyi ifade eder.
Örnek Cümleler:
- The millionaire donated a large sum of money to the charity. (Milyoner, hayır kurumuna büyük bir miktarda para bağışladı.)
- Being a millionaire doesn’t necessarily guarantee happiness. (Milyoner olmak mutlaka mutluluğu garanti etmez.)
- He became a millionaire by investing in the stock market. (O, borsaya yatırım yaparak bir milyoner oldu.)
- The millionaire’s mansion was the largest and most luxurious in the neighborhood. (Milyonerin malikanesi mahallede en büyük ve lüks olanıydı.)
- Her dream was to marry a millionaire. (Onun hayali bir milyonerle evlenmekti.)
- The millionaire’s private jet was waiting for him on the tarmac. (Milyonerin özel jeti pistte onu bekliyordu.)
- She inherited her fortune from her millionaire grandfather. (O, milyoner dedesinden servetini miras aldı.)
- The millionaire’s business empire spanned multiple industries. (Milyonerin iş imparatorluğu birden fazla sektöre yayılmıştı.)
- He made his first million by the age of 30. (O, 30 yaşına kadar gelirinin ilk milyonunu kazandı.)
- The millionaire’s extravagant lifestyle was the envy of many. (Milyonerin savurgan yaşam tarzı birçok kişinin kıskançlığını uyandırıyordu.)
- Becoming a millionaire takes hard work and dedication. (Milyoner olmak, sıkı çalışma ve özveri gerektirir.)
- The millionaire’s yacht was the size of a small cruise ship. (Milyonerin yatı, küçük bir gemi kadar büyüktü.)
- She was surprised to learn that her neighbor was a millionaire. (Komşusunun bir milyoner olduğunu öğrenmek onu şaşırttı.)
- The millionaire’s art collection was worth millions of dollars. (Milyonerin sanat koleksiy
yonu milyonlarca dolar değerindeydi.)
- The millionaire had a reputation for being stingy with his money. (Milyonerin parasını cimri bir şekilde harcamama ünü vardı.)
- She was determined to become a millionaire before she turned 40. (O, 40 yaşından önce milyoner olmaya kararlıydı.)
- The millionaire’s diamond-encrusted watch was the envy of all his friends. (Milyonerin elmaslarla kaplı saati, tüm arkadaşlarının kıskançlık duyduğu bir şeydi.)
- He won the lottery and became an overnight millionaire. (O, lotaryayı kazandı ve anında bir milyoner oldu.)
- The millionaire’s butler served dinner on the finest china. (Milyonerin uşağı akşam yemeğini en kaliteli porselenler üzerinde servis etti.)
- She was surprised to find out that her favorite author was also a millionaire. (En sevdiği yazarın da bir milyoner olduğunu öğrenmek onu şaşırttı.)
- The millionaire’s estate was so large that it had its own private lake. (Milyonerin malikanesi o kadar büyüktü ki kendi özel gölü bile vardı.)
Hemen Yorum Yaz