Mess Around With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Mess Around With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

“Mess Around” Nedir?

Mess around, İngilizce bir deyimdir ve bir şeylerle vakit kaybetmek, işleri karıştırmak, bir şeyi önemsememek veya ciddiye almamak anlamlarını taşır.

Örnek Cümleler:

1. I don’t have time to mess around with you today. (Bugün seninle uğraşacak vaktim yok.)
2. He was just messing around with his friends at the park. (O, sadece arkadaşlarıyla parkta vakit geçiriyordu.)
3. Stop messing around and focus on your work. (Uğraşmayı bırak ve işine odaklan.)
4. She always messes around with her phone during class. (O, ders sırasında sürekli telefonuyla uğraşıyor.)
5. We were just messing around with the new camera. (Yeni kamera ile sadece vakit geçiriyorduk.)
6. I can’t believe you’re still messing around with that old car. (Hala o eski araba ile uğraştığınıza inanamıyorum.)
7. Don’t mess around with that, it’s dangerous. (Onunla uğraşma, tehlikeli.)
8. He’s always messing around, he never takes anything seriously. (O, sürekli uğraşıyor, hiçbir şeyi ciddiye almıyor.)
9. She told him not to mess around with her feelings. (O, ona duygularıyla oynamamasını söyledi.)
10. He was just messing around with the settings on his computer. (O, bilgisayarındaki ayarlarla uğraşıyordu.)
11. Stop messing around with the remote control and let’s watch the movie. (Kumandayla oynamayı bırak ve filmi izleyelim.)
12. They spent the afternoon messing around on the beach. (Öğleden sonra plajda uğraştılar.)
13. Don’t mess around with the dog, he doesn’t like it. (Köpek ile uğraşma, ona hoş gelmiyor.)
14. I wish he would stop messing around and just tell me the truth. (Keşke uğraşmayı bırakıp bana sadece doğruyu söylese.)
15. She’s always messing around with her hair. (O, saçlarıyla sürekli uğraşıyor.)
16. He was just messing around with his little brother. (O, küçük kardeşiyle uğraşıyordu.)
17. You can’t just mess around with people’s lives like that. (Sadece insanların hayatıyla uğraşamazsın.)
18. Stop messing around with the computer and come eat dinner. (Bilgisayarla oynamayı bırak ve yemek ye.)
19. She was just messing around with her makeup, trying out new looks. (O, makyajıyla uğraşıyor, yeni görünümler deniyor.)
20. Don’t mess around with the thermostat, it needs to stay at a certain temperature. (Termostatla uğraşma, belli bir sıcaklıkta kalması gerekiyor.)

Devamı:

21. I can’t believe you’re still messing around with that broken toy. (Hala o bozuk oyuncakla uğraşıyorsun, inanamıyorum.)
22. She’s always messing around with her phone, even when we’re having a conversation. (O, hatta konuşurken bile telefonuyla uğraşıyor.)
23. Stop messing around with the furniture, you’re going to break something. (Mobilyalarla uğraşmayı bırak, bir şeyleri kırabilirsin.)
24. He was just messing around with the guitar, trying to come up with a new riff. (O, gitarla uğraşıyor, yeni bir riff bulmaya çalışıyor.)
25. Don’t mess around with the boss, he’s not in a good mood today. (Patronla uğraşma, bugün iyi bir ruh hali değil.)
26. She told him not to mess around with her makeup, as it was expensive. (Makyajıyla oynamamasını, çünkü pahalı olduğunu söyledi.)
27. He’s always messing around with his computer, trying to fix something. (Sürekli bilgisayarla uğraşıyor, bir şeyleri düzeltmeye çalışıyor.)
28. Stop messing around with the camera and let’s take the picture already. (Kamerayla uğraşmayı bırak ve resmi çekelim artık.)
29. They were just messing around with the board game, not really playing seriously. (Masa oyunuyla sadece uğraşıyorlardı, ciddi oynamıyorlardı.)
30. Don’t mess around with the plant, it needs to be watered regularly. (Bitkiyle uğraşmayı bırak, düzenli sulanması gerekiyor.)

Özet

Mess around, bir şeylerle uğraşmak, işleri karıştırmak, bir şeyi önemsememek veya ciddiye almamak anlamlarını taşır. Yukarıda verilen örnek cümlelerde “mess around” ifadesi, farklı bağlamlarda kullanılmıştır.