Measureless İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Measureless (sınırsız, ölçüsüz) anlamı:
Measureless kelimesi, sınırsız ve ölçüsüz anlamlarına gelir. Bir şeyin ölçülemeyecek kadar büyük veya çokluğu tarif edilmez derecede fazla olabilir.
- The universe is measureless and ever-expanding. (Evren sınırsız ve sürekli genişliyor.)
- She had a measureless amount of love for her children. (Çocuklarına karşı ölçüsüz bir sevgisi vardı.)
- The artist’s talent was measureless, and his work was praised by all. (Sanatçının yeteneği sınırsızdı ve çalışmaları herkes tarafından övüldü.)
- The ocean seemed measureless to the sailors lost at sea. (Deniz kaybolan denizciler için ölçüsüz görünüyordu.)
- The beauty of the sunset was measureless and took our breath away. (Gün batımının güzelliği ölçüsüzdü ve nefesimizi kesti.)
- The pain she felt after losing her father was measureless. (Babasını kaybettikten sonra hissettiği acı ölçüsüzdü.)
- The wealth of the businessman was measureless, and he owned multiple companies. (İş adamının zenginliği ölçüsüzdü ve birden fazla şirketi vardı.)
- The power of the earthquake was measureless, and it caused massive destruction. (Depremin gücü ölçüsüzdü ve büyük bir yıkıma neden oldu.)
- The beauty of the Grand Canyon is measureless, and it attracts millions of tourists every year. (Grand Canyon’un güzelliği ölçüsüzdür ve her yıl milyonlarca turisti cezbetmektedir.)
- His passion for music was measureless, and he spent all his free time playing the piano. (Müziğe olan tutkusu ölçüsüzdü ve tüm boş zamanını piyano çalarak geçirdi.)
- The size of the universe is measureless, and it’s impossible for the human mind to comprehend it fully. (Evrenin boyutu ölçüsüzdür ve insan zihninin tamamen kavraması imkansızdır.)
- The joy she felt when she got accepted into her dream school was measureless. (Hayallerindeki okula kabul edildiğinde hissettiği sevinç ölçüsüzdü.)
- The love between the couple was measureless, and they were inseparable. (Çift arasındaki aşk ölçüsüzdü ve ayrılmazlardı.)
- The damage caused by the hurricane was measureless, and it took years to recover. (Kasırga tarafından neden olan hasar ölçüsüzdü ve toparlanmak yıllar aldı.)
- The beauty of the starry night sky was measureless, and it filled us with wonder. (Yıldızlı gece gökyüzünün güzelliği ölçüsüzdü ve bizi hayran b
- The impact of the invention of the internet was measureless, and it changed the world forever. (İnternetin icadının etkisi ölçüsüzdü ve dünyayı sonsuza kadar değiştirdi.)
- The amount of knowledge available on the internet is measureless, and it’s impossible to learn everything. (İnternet üzerindeki bilgi miktarı ölçüsüzdür ve her şeyi öğrenmek imkansızdır.)
- The courage she showed in the face of adversity was measureless, and she inspired others. (Zorluklar karşısında gösterdiği cesaret ölçüsüzdü ve diğerlerine ilham verdi.)
- The possibilities of virtual reality are measureless, and it opens up new avenues for exploration. (Sanal gerçekliğin olanakları ölçüsüzdür ve keşif için yeni olanaklar açar.)
- The potential for human achievement is measureless, and it’s up to us to reach for the stars. (İnsan başarısı için potansiyel ölçüsüzdür ve yıldızlara ulaşmak bizim elimizde.)
Hemen Yorum Yaz