Make İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
“Make” kelimesinin Türkçe anlamı: yapmak, oluşturmak, üretmek
Örnek cümleler:
- I’m going to make a sandwich. (Bir sandviç yapacağım.)
- She can make beautiful art. (O, güzel sanat eserleri yapabilir.)
- He made a mistake in the report. (Raporunda bir hata yaptı.)
- They make their own clothes. (Kendi kıyafetlerini kendileri yaparlar.)
- We need to make a plan for the trip. (Gezi için bir plan yapmamız gerekiyor.)
- The chef will make a special dish for us. (Aşçı, bize özel bir yemek yapacak.)
- The sun makes the flowers bloom. (Güneş, çiçekleri çiçek açmaya teşvik eder.)
- She makes a great cup of coffee. (O, harika kahve yapar.)
- He made a promise to be on time. (Zamanında gelmek için söz verdi.)
- They made a lot of noise during the concert. (Konserte çok gürültü yaptılar.)
- She can make a fire without matches. (O, kibritten bağımsız ateş yapabilir.)
- We should make time for exercise. (Egzersiz için zaman ayırmalıyız.)
- He made a decision to quit his job. (İşinden ayrılmaya karar verdi.)
- The company makes a profit every year. (Şirket her yıl kâr eder.)
- They make a great team. (Harika bir takım oluşturuyorlar.)
- She made a face when she tasted the food. (Yemeği tadınca yüzünü buruşturdu.)
- He can make a joke out of anything. (Her şeyden bir şaka yapabilir.)
- They made a mess in the kitchen. (Mutfakta bir karışıklık yarattılar.)
- She made a dress for the party. (Parti için bir elbise dikti.)
- He made a phone call to confirm the reservation. (Rezervasyonu teyit etmek için bir telefon görüşmesi yaptı.)
“Make” kelimesinin Türkçe anlamı: yapmak, oluşturmak, üretmek
Örnek cümleler devamı:
- We can make a difference in the world. (Dünyada fark yaratabiliriz.)
- She made a painting of the sunset. (Güneş batışının bir resmini yaptı.)
- He made a mistake by trusting the wrong person. (Yanlış kişiye güvenerek bir hata yaptı.)
- They make their own music. (Kendi müziklerini yaparlar.)
- She can make a mean lasagna. (Kötü niyetli bir lasagna yapabilir.)
- He made a point to emphasize the importance of teamwork. (Takım çalışmasının önemini vurgulamak için bir noktaya dikkat çekti.)
- They made a decision to adopt a dog. (Bir köpek evlat edinmeye karar verdiler.)
- She made a speech at the graduation ceremony. (Mezuniyet töreninde bir konuşma yaptı.)
- He made a mistake in the math problem. (Matematik sorusunda bir hata yaptı.)
- They make handmade soap. (El yapımı sabun yaparlar.)
- She made a request for extra time to finish the project. (Proje bitirme süresini uzatmak için bir istekte bulundu.)
- He can make a fortune by investing wisely. (Akıllıca yatırım yaparak bir servet yapabilir.)
- They made a deal to split the profits. (Kârı paylaşmak için bir anlaşma yaptılar.)
- She made a donation to the charity. (Hayır kurumuna bir bağış yaptı.)
- He made a suggestion to improve the company’s website. (Şirketin web sitesini geliştirmek için bir öneride bulundu.)
- They make their own beer. (Kendi biralarını yaparlar.)
- She made a reservation at the restaurant. (Restoranda bir rezervasyon yaptı.)
- He made a promise to always be honest. (Her zaman dürüst olacağına dair söz verdi.)
- They made a decision to start a business together. (Birlikte iş kurmaya karar verdiler.)
- She can make a flower arrangement out of anything. (Her şeyden bir çiçek düzenlemesi yapabilir.)
Hemen Yorum Yaz