Long Gone İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Long Gone İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Long gone

Long gone, Türkçe karşılığı “çok uzakta/kayıp” olan bir ifadedir. Bu ifade, genellikle bir şeyin artık mevcut olmadığını, yapılmadığını veya hatırlanmadığını ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. My childhood memories are long gone. (Çocukluk anılarım çok uzakta.)
  2. The days of handwritten letters are long gone. (El yazısı mektupların günleri geride kaldı.)
  3. The old coffee shop we used to go to is long gone. (Gittiğimiz eski kahve dükkanı artık kayıp.)
  4. The popularity of that TV show is long gone. (O televizyon programının popülerliği artık geçmişte kaldı.)
  5. The tradition of sending Christmas cards is long gone. (Noel kartları gönderme geleneği artık kayboldu.)
  6. The glory days of the team are long gone. (Takımın eski şanlı günleri geride kaldı.)
  7. The last time I saw him was long gone. (Onu son gördüğüm zaman çok uzakta kaldı.)
  8. The significance of that event is long gone. (Olayın önemi artık kaybolmuştur.)
  9. The era of cassette tapes is long gone. (Kaset bantlarının dönemi artık geride kaldı.)
  10. The fashion trend from the 80s is long gone. (80’lerden gelen moda trendi kayboldu.)
  11. The innocence of childhood is long gone. (Çocukluğun masumiyeti çok uzakta kaldı.)
  12. The memories of our first date are long gone. (İlk buluşmamızın anıları artık kayıp.)
  13. The old-fashioned values of the past are long gone. (Geçmişteki eski moda değerler kayboldu.)
  14. The time when people used to write with fountain pens is long gone. (İnsanların dolma kalemlerle yazdığı zamanlar çok uzakta kaldı.)
  15. The tradition of families eating dinner together is long gone. (Ailelerin birlikte akşam yemeği yeme geleneği artık kayboldu.)
  16. The nostalgia for the old times is long gone. (Eski zamanların nostaljisi artık geçmişte kaldı.)
  17. The old building we used to visit is long gone. (Ziyaret ettiğimiz eski bina kayboldu.)
  18. The magic of Christmas morning is long gone. (Noel sabahının sihirli havası çok uzakta kaldı.)
  19. The popularity of that singer is long gone. (O şarkıcının popülerliği artık kayboldu.)
  20. The feeling of being carefree is long gone. (Kaygısız olma hissi çok uzakta kaldı.)
  1. The memories of our childhood home are long gone. (Çocukluk evimizin anıları çok uzakta kaldı.)
  2. The traditional way of making bread is long gone. (Ekmeğin geleneksel yapım yöntemi artık kayboldu.)
  3. The popularity of flip phones is long gone. (Katlanabilir telefonların popülaritesi artık geçmişte kaldı.)
  4. The art of letter writing is long gone. (Mektup yazma sanatı artık kayboldu.)
  5. The old-fashioned idea of chivalry is long gone. (Şövalyelik eski moda bir düşünce ve çok uzakta kaldı.)
  6. The trend of wearing bell-bottoms is long gone. (Zil paça pantolon giyme trendi artık kayboldu.)
  7. The feeling of excitement for a new year is long gone. (Yeni yıl için heyecan hissi çok uzakta kaldı.)
  8. The days of using typewriters are long gone. (Daktiloların kullanıldığı günler artık geride kaldı.)
  9. The old custom of arranged marriages is long gone. (Düzenlenmiş evliliklerin eski gelenekleri kayboldu.)
  10. The nostalgia for old Hollywood is long gone. (Eski Hollywood nostaljisi artık geçmişte kaldı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.