Lesson İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lesson İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lesson (Ders)

Lesson kelimesi “bir konuda eğitim veya öğretim verilen ders veya etkinlik” anlamına gelir.

  1. I have a history lesson tomorrow. (Yarın tarih dersim var.)
  2. She’s a great teacher and always prepares interesting lessons. (O harika bir öğretmen ve her zaman ilginç dersler hazırlar.)
  3. He learned an important lesson about responsibility after losing his job. (İşini kaybettikten sonra sorumluluk hakkında önemli bir ders aldı.)
  4. The driving lesson was both exciting and nerve-wracking. (Sürüş dersi hem heyecan verici hem de sinir bozucuydu.)
  5. The students were attentive during the math lesson. (Öğrenciler matematik dersinde dikkatliydi.)
  6. My piano teacher gives me lessons once a week. (Piyano öğretmenim bana haftada bir ders veriyor.)
  7. I learned my lesson about procrastination when I got a bad grade. (Kötü bir not aldığımda erteleme hakkında dersimi aldım.)
  8. The lesson on climate change was eye-opening. (İklim değişikliği hakkındaki ders göz açıcıydı.)
  9. She skipped her dance lesson to go to the doctor’s appointment. (Doktor randevusuna gitmek için dans dersine katılmadı.)
  10. The history lesson focused on the American Revolution. (Tarih dersi Amerikan Devrimi’ne odaklandı.)
  11. After a few lessons, he was able to play the guitar. (Birkaç ders sonra gitar çalabildi.)
  12. She learned a valuable lesson about forgiveness after her best friend apologized. (En iyi arkadaşı özür diledikten sonra affetme hakkında değerli bir ders aldı.)
  13. I took driving lessons before getting my license. (Ehliyetimi almadan önce sürüş dersleri aldım.)
  14. The lesson was challenging, but he enjoyed it nonetheless. (Ders zorluydu, ama yine de zevk aldı.)
  15. We had a geography lesson on the countries of South America. (Güney Amerika ülkeleri hakkında coğrafya dersimiz vardı.)
  16. The coach gave us a lesson on teamwork. (Antrenör takım çalışması hakkında bize ders verdi.)
  17. She missed her ballet lesson due to a family emergency. (Aile acil bir durum nedeniyle bale dersine katılamadı.)
  18. The lesson on ancient civilizations was fascinating. (Eski medeniyetler hakkındaki ders büyüleyiciydi.)
  19. He learned a painful lesson about trust when his business partner cheated him. (İş ortağı onu aldattığında güven hakkında acı bir ders aldı.)
  20. The music lesson was loud, but fun. (Müzik dersi yüksek sese rağmen eğlenceliydi.)

Usage of “Lesson” in Sentences

  1. She learned a lesson about the consequences of lying to her parents. (Ebeveynlerine yalan söylemenin sonuçları hakkında bir ders aldı.)
  2. The cooking lesson was a success, and everyone enjoyed the delicious meal. (Yemek pişirme dersi başarılıydı ve herkes lezzetli yemeklerin tadını çıkardı.)
  3. He took an online lesson to improve his English skills. (İngilizce becerilerini geliştirmek için online bir ders aldı.)
  4. The piano lesson was canceled due to the teacher’s illness. (Piyano dersi öğretmenin hastalığı nedeniyle iptal edildi.)
  5. The lesson on bullying taught the students about the harmful effects of harassment. (Zorbalık hakkındaki ders öğrencilere tacizin zararlı etkileri hakkında bilgi verdi.)
  6. She learned a valuable lesson about time management after missing an important deadline. (Önemli bir süreci kaçırarak zaman yönetimi hakkında değerli bir ders aldı.)
  7. The science lesson focused on the human body and its functions. (Bilim dersi insan vücudu ve işlevleri üzerinde odaklandı.)
  8. After the art lesson, the students created beautiful paintings using watercolors. (Sanat dersinden sonra, öğrenciler suluboya kullanarak güzel resimler yaptılar.)
  9. The basketball lesson was intense, and the players were exhausted at the end. (Basketbol dersi yoğundu ve oyuncular sonunda yorgun düştüler.)
  10. The language lesson helped the students learn new vocabulary words and phrases. (Dil dersi öğrencilere yeni kelime ve ifadeler öğrenmelerine yardımcı oldu.)
  11. He learned an important lesson about hard work and dedication after winning the championship. (Şampiyonluğu kazandıktan sonra sıkı çalışma ve özveri hakkında önemli bir ders aldı.)
  12. The math lesson covered the topic of fractions and decimals. (Matematik dersi kesirler ve ondalıklar konusunu kapsadı.)
  13. The lesson on entrepreneurship inspired the students to start their own businesses. (Girişimcilik hakkındaki ders öğrencileri kendi işlerini kurmaya teşvik etti.)
  14. She took swimming lessons during the summer and became a skilled swimmer. (Yaz aylarında yüzme dersleri aldı ve iyi bir yüzücü oldu.)
  15. The lesson on internet safety warned the students about the dangers of online predators. (İnternet güvenliği hakkındaki ders öğrencilere çevrimiçi avcıların tehlikeleri hakkında uyarıda bulundu.)
  16. He learned a lesson about the importance of honesty after getting caught in a lie. (Bir yalanla yakalanınca dürüstlük önemine dair bir ders aldı.)
  17. The driving lesson included parallel parking and lane changing. (Sürüş dersi paralel park etmeyi ve şerit değiştirmeyi içeriy

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.