Combatant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Combatant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Combatant

Combatant, savaşan anlamına gelir. Savaşan, savaşa katılan ya da mücadele eden kişi ya da grupları ifade eder.

  1. The combatant was ready to defend his country. (Savaşan, ülkesini savunmaya hazırdı.)
  2. The two combatants engaged in a fierce battle. (İki savaşan şiddetli bir savaşa girdi.)
  3. The injured combatant was carried away from the battlefield. (Yaralı savaşan savaş alanından taşındı.)
  4. The combatant fought bravely until the end. (Savaşan sonuna kadar cesurca savaştı.)
  5. The combatants clashed in the middle of the city. (Savaşanlar şehrin ortasında çatıştılar.)
  6. The wounded combatant was treated by the medics. (Yaralı savaşan sağlıkçılar tarafından tedavi edildi.)
  7. The combatant’s weapon was confiscated by the enemy. (Savaşanın silahı düşman tarafından ele geçirildi.)
  8. The two combatants stared each other down before the fight began. (Savaşanlar savaş başlamadan önce birbirlerine dik dik baktılar.)
  9. The combatants retreated to their respective camps after the ceasefire was announced. (Ateşkes ilan edildikten sonra savaşanlar kendi kamplarına geri çekildiler.)
  10. The combatant’s helmet protected him from the enemy’s attack. (Savaşanın kaskı düşman saldırısından onu korudu.)
  11. The combatant’s courage inspired his comrades. (Savaşanın cesareti arkadaşlarını motive etti.)
  12. The wounded combatant crawled to safety. (Yaralı savaşan güvenliğe doğru süründü.)
  13. The combatant’s loyalty to his country was unwavering. (Savaşanın ülkesine olan sadakati sarsılmazdı.)
  14. The combatants were evenly matched, making the battle intense. (Savaşanlar eşit güçteydi, bu da savaşı yoğunlaştırdı.)
  15. The combatant’s training paid off during the battle. (Savaşanın eğitimi savaşta karşılığını buldu.)
  16. The two combatants signed a truce after hours of fighting. (Saatlerce savaştan sonra iki savaşan ateşkes anlaşması imzaladı.)
  17. The combatant’s sacrifice was remembered by his fellow soldiers. (Savaşanın fedakarlığı arkadaşları tarafından hatırlandı.)
  18. The combatants used various tactics to gain the upper hand. (Savaşanlar üstünlük sağlamak için çeşitli taktikler kullandılar.)
  19. The combatant’s strategy was successful in defeating the enemy. (Savaşanın stratejisi düşmanı yenmekte başarılı oldu.)
  20. The combatants’ battle cries echoed throughout the battlefield. (Savaşanların savaş naraları savaş alanında yankıland

Combatant (Devamı)

  1. The combatant’s injuries prevented him from continuing the fight. (Savaşanın yaraları savaşa devam etmesine engel oldu.)
  2. The combatants’ families anxiously awaited news of their loved ones. (Savaşanların aileleri sevdikleriyle ilgili haberleri endişeyle beklediler.)
  3. The combatant’s determination never wavered, even in the face of defeat. (Savaşanın kararlılığı yenilgi karşısında bile sarsılmadı.)
  4. The two combatants shook hands after the battle, showing respect for each other’s bravery. (İki savaşan savaştan sonra el sıkışarak birbirlerinin cesaretine saygılarını gösterdiler.)
  5. The combatant’s injuries were severe, and he required immediate medical attention. (Savaşanın yaraları ciddiydi ve acil tıbbi müdahale gerektiriyordu.)
  6. The combatant’s determination to win the battle never wavered, even when the odds were against him. (Savaşanın savaşı kazanma kararlılığı, şansların ona karşı olmasına rağmen sarsılmadı.)
  7. The combatant’s bravery inspired those around him to fight harder. (Savaşanın cesareti, etrafındakileri daha çok mücadele etmeye teşvik etti.)
  8. The combatants’ weapons were inspected before the battle to ensure they were in proper working condition. (Savaşanların silahları savaş öncesinde kontrol edildi, işlevsel olup olmadığından emin olmak için.)
  9. The combatant’s experience in previous battles gave him an advantage over his opponent. (Savaşanın önceki savaşlardaki deneyimi, rakibi karşısında avantaj sağladı.)
  10. The combatants’ shouting and the sound of gunfire filled the air as the battle raged on. (Savaşanların bağırmaları ve silah sesleri, savaş devam ederken havayı doldurdu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.