Lean Upon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lean Upon İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Lean Upon İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Dayanmak, güvenmek, sırtını yaslamak

  1. I always lean upon my best friend when I need help. (En iyi arkadaşıma her zaman yardıma ihtiyacım olduğunda güvenirim.)
  2. The little girl leaned upon her mother when she was scared. (Küçük kız korktuğunda annesine dayandı.)
  3. You can lean upon me for support during this difficult time. (Bu zor zamanlarda destek için bana güvenebilirsin.)
  4. He had to lean upon his cane to walk. (Yürümek için bastonuna dayanmak zorunda kaldı.)
  5. The team will have to lean upon their experience to win the championship. (Takım, şampiyonluğu kazanmak için tecrübelerine güvenmek zorunda kalacak.)
  6. She leaned upon her faith to get through the tough times. (Zor zamanlarda inancına dayandı.)
  7. We can lean upon each other for emotional support. (Duygusal destek için birbirimize güvenebiliriz.)
  8. The company had to lean upon their reserves to stay afloat during the recession. (Şirket, durgunluk sırasında ayakta kalmak için rezervlerine dayanmak zorunda kaldı.)
  9. The politician tried to lean upon his charisma to win the election. (Politikacı, seçimi kazanmak için karizmasına güvenmeye çalıştı.)
  10. I can always lean upon my partner for guidance. (Her zaman ortağımın rehberliğine güvenebilirim.)
  11. The student leaned upon their notes during the exam. (Sınav sırasında öğrenci notlarına dayandı.)
  12. She had to lean upon her savings to pay for the unexpected medical bills. (Beklenmedik tıbbi faturaları ödemek için birikimlerine dayanmak zorunda kaldı.)
  13. The athlete had to lean upon their training to win the race. (Yarışı kazanmak için sporcu antrenmanına güvenmek zorunda kaldı.)
  14. The family had to lean upon each other to cope with the loss of their loved one. (Sevdiklerinin kaybıyla başa çıkmak için aile birbirlerine dayanmak zorunda kaldı.)
  15. The musician had to lean upon their talent to create a hit song. (Hit bir şarkı yaratmak için müzisyen yeteneğine güvenmek zorunda kaldı.)
  16. The CEO had to lean upon their leadership skills to turn the company around. (Şirketi dönüştürmek için CEO liderlik becerilerine dayanmak zorunda kaldı.)
  17. The community had to lean upon their resilience to recover from the natural disaster. (Doğal afetin üstesinden gelmek için toplum dayanıklılığına güvenmek zorunda kaldı.)
  18. The artist had to lean upon their imagination to create a unique masterpiece. (Benzersiz bir başyapıt yaratmak için sanatçı hayal gücüne dayan
  1. The manager had to lean upon their problem-solving skills to resolve the conflicts within the team. (Takım içindeki çatışmaları çözmek için yönetici problem çözme becerilerine güvenmek zorunda kaldı.)
  2. The entrepreneur had to lean upon their determination to launch a successful business. (Başarılı bir işletme kurmak için girişimci kararlılığına dayanmak zorunda kaldı.)

Türkçe Karşılıkları: güvenmek, dayanmak, sırtını yaslamak

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.