Substantial İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Substantial İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Substantial

Substantial Türkçe anlamı “önemli, kayda değer, büyük” gibi anlamlara gelir. İngilizcede cümle içinde sıklıkla kullanılan kelimelerden biridir. İş hayatı, akademik çalışmalar ve günlük konuşmalar içerisinde karşımıza çıkar. İşte substantial kelimesinin cümle içinde kullanımına örnekler:

1. I made a substantial amount of money last year. (Geçen sene önemli bir miktar para kazandım.)
2. The company has substantial profits this quarter. (Şirket bu çeyrekte önemli kar elde etti.)
3. We need to make substantial changes to the project plan. (Proje planında önemli değişiklikler yapmamız gerekiyor.)
4. She has a substantial collection of rare books. (O, nadir kitaplar koleksiyonuna sahip.)
5. The evidence against him was substantial. (Kendisi aleyhine olan deliller önemliydi.)
6. The storm caused substantial damage to the building. (Fırtına binaya önemli hasar verdi.)
7. The restaurant offers substantial portions for a reasonable price. (Restoran makul bir fiyata önemli porsiyonlar sunuyor.)
8. The government needs to make a substantial investment in education. (Hükümet eğitime önemli bir yatırım yapmalı.)
9. The athlete made a substantial improvement in his performance. (Sporcu performansında önemli bir ilerleme kaydetti.)
10. The film received substantial critical acclaim. (Film önemli eleştirel beğeni aldı.)
11. The company is facing substantial competition in the market. (Şirket piyasada önemli bir rekabetle karşı karşıya.)
12. The medication has substantial side effects. (İlaç önemli yan etkilere sahip.)
13. The report contains substantial evidence of fraud. (Rapor dolandırıcılıkla ilgili önemli kanıtlar içeriyor.)
14. The new law will have a substantial impact on the industry. (Yeni yasa sektör üzerinde önemli bir etkiye sahip olacak.)
15. He made a substantial contribution to the development of the technology. (Teknolojinin gelişimine önemli bir katkı sağladı.)
16. The company is in substantial debt. (Şirket önemli borçlar altında.)
17. The project requires a substantial amount of funding. (Proje için önemli bir miktar finansmana ihtiyaç var.)
18. The building has substantial historical significance. (Bina önemli tarihi bir öneme sahip.)
19. The book provides a substantial amount of information on the topic. (Kitap konu hakkında önemli bir bilgi sağlıyor.)
20. The substantial growth in the economy has led to new opportunities. (Ekonomideki önemli büyüme yeni fırsatlar yarattı.)

21. The company is known for its substantial investment in research and development. (Şirket araştırma ve geliştirme alanında önemli bir yatırım yapmasıyla bilinir.)
22. The changes to the curriculum will have a substantial impact on students. (Müfredatta yapılan değişiklikler öğrenciler üzerinde önemli etkiye sahip olacak.)
23. The new equipment will provide substantial benefits to the manufacturing process. (Yeni ekipman üretim sürecine önemli faydalar sağlayacak.)
24. The company’s success is due in part to its substantial marketing efforts. (Şirketin başarısı, önemli ölçüde pazarlama çabalarına bağlıdır.)
25. The storm caused substantial flooding in the area. (Fırtına bölgede önemli ölçüde sel baskınına neden oldu.)
26. The company’s stock has seen substantial growth in the past year. (Şirketin hisse senetleri geçen yıl önemli ölçüde büyüme kaydetti.)
27. The study provides substantial evidence to support the theory. (Araştırma teoriyi destekleyecek önemli kanıtlar sağlıyor.)
28. The company has a substantial market share in the industry. (Şirket sektörde önemli bir pazar payına sahip.)
29. The new building will require a substantial investment. (Yeni bina için önemli bir yatırım gerekecek.)
30. The athlete’s performance has improved substantially since last season. (Sporcunun performansı geçen sezonlardan önemli ölçüde arttı.)