Laudatorily İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Laudatorily İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Laudatorily Nedir?

Laudatorily, birinin övüldüğü veya takdir edildiği şekilde kullanılan bir sıfat olarak tanımlanır.

Örnek cümleler:

1. Laudatorily speaking, he is one of the most talented artists I’ve ever met. (Övgüyle konuşursak, tanıştığım en yetenekli sanatçılardan biri.)
2. The teacher spoke laudatorily of the student’s exceptional academic performance. (Öğretmen, öğrencinin olağanüstü akademik performansından övgüyle bahsetti.)
3. The company’s CEO was laudatorily praised by the shareholders for his outstanding leadership. (Şirketin CEO’su, olağanüstü liderliği için hissedarlar tarafından övgüyle övüldü.)
4. The journalist wrote an article laudatorily describing the athlete’s incredible achievements. (Gazeteci, sporcu’nun inanılmaz başarılarını övgüyle anlatan bir makale yazdı.)
5. The manager spoke laudatorily about the team’s hard work and dedication. (Yönetici, takımın sıkı çalışması ve özverisinden övgüyle bahsetti.)
6. The actor received laudatory comments for his brilliant performance in the movie. (Aktör, filmdeki parlak performansı için övgü dolu yorumlar aldı.)
7. The singer’s new album was laudatorily reviewed by the critics. (Şarkıcının yeni albümü eleştirmenler tarafından övgüyle değerlendirildi.)
8. The company’s innovative product was laudatorily recognized by the industry experts. (Şirketin yenilikçi ürünü, endüstri uzmanları tarafından övgüyle tanındı.)
9. The professor spoke laudatorily of the student’s well-researched and well-written thesis. (Profesör, öğrencinin iyi araştırılmış ve iyi yazılmış tezi hakkında övgüyle konuştu.)
10. The artist’s work was laudatorily described as a masterpiece by the art critic. (Sanat eleştirmeni, sanatçının eserini başyapıt olarak övgüyle tanımladı.)
11. The football coach was laudatorily praised by the players for his excellent training methods. (Futbol antrenörü, oyuncular tarafından mükemmel antrenman yöntemleri için övgüyle övüldü.)
12. The chef’s new dish was laudatorily received by the restaurant’s customers. (Şefin yeni yemeği, restoranın müşterileri tarafından övgüyle karşılandı.)
13. The author’s latest book was laudatorily reviewed by the literary critics. (Yazarın son kitabı, edebiyat eleştirmenleri tarafından övgüyle değerlendirildi.)
14. The employee was laudatorily recognized by the company for his outstanding contribution to the project. (Çalışan, proje için olağanüstü katkısı nedeniyle şirket tarafından övgüyle tanındı.)
15. The charity’s efforts were laudatorily acknowledged by the community for their positive impact. (Hayır kurumunun çabaları, olumlu etkileri nedeniyle topluluk tarafından övgüyle kabul edildi.)
16. The athlete’s dedication and hard work were laudatorily praised by the coach. (Sporcu’nun özveri ve sıkı çalışması, antrenör tarafından övgüyle övüldü.)
17. The movie’s cinematography was laudatorily acclaimed by the film critics. (Filmin sinematografisi, film eleştirmenleri tarafından övgüyle övüldü.)
18. The politician’s speech was laudatorily received by the audience for its inspiring message. (Politikacının konuşması, ilham verici mesajı nedeniyle izleyiciler tarafından övgüyle karşılandı.)
19. The architect’s design was laudatorily recognized by the jury for its innovative and sustainable features. (Mimarın tasarımı, yenilikçi ve sürdürülebilir özellikleri nedeniyle jüri tarafından övgüyle tanındı.)
20. The student’s artwork was laudatorily displayed in the school’s art exhibition. (Öğrencinin sanat eseri, okulun sanat sergisinde övgüyle sergilendi.)
21. The musician’s concert was laudatorily praised by the audience for the high-quality performance. (Müzisyenin konseri, yüksek kaliteli performansı nedeniyle izleyiciler tarafından övgüyle övüldü.)