Laudative-Laudatory İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Laudative-Laudatory İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Laudative-Laudatory

Laudative, birinin övülmesi veya takdir edilmesiyle ilgili olup, övgüye yönelik eylemleri veya ifadeleri ifade eder. Laudatory ise birinin övgüye layık olduğunu ifade etmek için kullanılan övgü dolu bir ifadedir.

Örnek cümleler:

  1. She received laudative comments from her boss for her hard work. (Patronu, zor çalışması için ona övgü dolu yorumlar yaptı.)
  2. The laudative speech given by the CEO was inspiring. (CEO’nun yaptığı övgü dolu konuşma ilham vericiydi.)
  3. The laudatory remarks about her performance made her day. (Performansı hakkında yapılan övgü dolu yorumlar onun gününü aydınlattı.)
  4. The laudatory article in the newspaper made her feel proud. (Gazetede yayınlanan övgü dolu makale onu gururlandırdı.)
  5. He received laudative feedback from his customers for his exceptional service. (Olağanüstü hizmeti için müşterilerinden övgü dolu geri bildirim aldı.)
  6. The laudatory comments from the judge boosted her confidence. (Hakimin övgü dolu yorumları onun özgüvenini artırdı.)
  7. The laudative behavior of the student impressed the teacher. (Öğrencinin övgüye yönelik davranışları öğretmeni etkiledi.)
  8. The laudatory review of the movie made her want to watch it. (Filmin övgü dolu eleştirisi onu izlemek istedi.)
  9. The laudative attitude of the employees made the customers feel welcome. (Çalışanların övgüye yönelik tutumu müşterileri hoş karşıladı.)
  10. The laudatory tone of the article emphasized the writer’s admiration. (Makalenin övgü dolu tonu yazarın hayranlığını vurguladı.)
  11. She was laudative of her sister’s artistic talents. (Kız kardeşinin sanatsal yeteneklerinden övgüyle bahsetti.)
  12. The laudatory comments about her beauty made her blush. (Güzelliği hakkındaki övgü dolu yorumlar onu kızarttı.)
  13. The laudative response to her charity work was overwhelming. (Hayırsever çalışmalarına yapılan övgü dolu yanıt eziciydi.)
  14. The laudatory introduction of the speaker set the tone for the event. (Konuşmacının övgü dolu tanıtımı etkinliğin tonunu belirledi.)
  15. The laudative words of the coach motivated the team. (Antrenörün övgü dolu sözleri takımı motive etti.)
  16. The laudatory comments about his presentation made him feel accomplished. (Sunumu hakkındaki övgü dolu yorumlar onu başarılı hissettirdi.)
  17. She wrote a laudative letter to her mentor thanking her for her guidance. (Kılavuzluğu için mentörüne teş
  1. The laudatory remarks about her leadership skills earned her a promotion. (Liderlik becerileri hakkındaki övgü dolu yorumlar ona terfi ettirdi.)
  2. The laudative comments about his culinary skills made him pursue a career as a chef. (Yemek yapma becerileri hakkındaki övgü dolu yorumlar onu bir şef olarak kariyer yapmaya yönlendirdi.)
  3. The laudatory compliments from her friends made her feel appreciated. (Arkadaşlarından gelen övgü dolu iltifatlar onu takdir edilmiş hissettirdi.)

(Türkçe anlamlar parantez içinde verilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.