Lace İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Lace ne demek?
Lace, genellikle giysilerde veya dekorasyonda kullanılan ince bir kumaştır. Farklı şekillerde örülebilir ve birçok renkte bulunabilir.
Örnek cümleler:
- She wore a beautiful lace dress to the party. (Partiye güzel bir dantel elbise giydi.)
- The bride’s veil was made of delicate lace. (Gelinin duvağı, narin bir dantel ile yapılmıştı.)
- I bought a new lace tablecloth for the dining room. (Yemek odası için yeni bir dantel masa örtüsü aldım.)
- She added a lace collar to the blouse to make it look more elegant. (Bluzun üzerine daha şık görünmesi için bir dantel yakası ekledi.)
- The antique lace curtains in the living room were a family heirloom. (Oturma odasındaki antika dantel perde, aile mirasıydı.)
- The little girl’s dress was trimmed with lace and ribbons. (Küçük kızın elbisesi, dantel ve kurdelelerle süslenmişti.)
- She carefully sewed a lace doily for the coffee table. (Kahve masası için özenle bir dantel örtü dikti.)
- The vintage dress had a lace overlay that gave it a romantic look. (Vintage elbisenin üzerinde romantik bir görünüm kazandıran bir dantel örtü vardı.)
- The curtains were made of a sheer lace fabric that allowed the sunlight to filter through. (Perdeler, güneş ışığının süzülmesine izin veren şeffaf bir dantel kumaştan yapılmıştı.)
- The wedding dress was adorned with intricate lace detailing. (Gelinlik, karmaşık dantel ayrıntılarıyla süslenmişti.)
- The baby’s christening gown had a lace collar and matching booties. (Bebek vaftiz
elbisesinin dantel yaka ve uyumlu patikleri vardı.)
12. The old-fashioned handkerchief was made of delicate lace and embroidered with a monogram. (Eski moda mendil, narin bir dantel ile yapılmış ve bir monogramla nakış işlenmişti.)
- She sewed a lace edging onto the edge of the pillowcase. (Yastık kılıfının kenarına bir dantel kenar dikişi yaptı.)
- The vintage handkerchief had a beautiful lace border. (Vintage mendilin güzel bir dantel kenarı vardı.)
- The lingerie boutique sold a variety of lace undergarments. (Lingerie butiği çeşitli dantel iç çamaşırları satıyordu.)
- She carefully ironed the lace doily to remove any wrinkles. (Herhangi bir kırışıklığı gidermek için dantel örtüyü özenle ütüledi.)
- The table runner was made of a beautiful floral lace. (Masa koşusu, güzel bir çiçekli dantel kumaştan yapılmıştı.)
- The antique dress was carefully stored in a lace-lined box. (Antika elbise, dantel astarlı bir kutuda özenle saklandı.)
- She added a lace trim to the hem of her skirt to give it a feminine touch. (Eteklerine daha kadınsı bir dokunuş katmak için eteklerinin altına bir dantel süsü ekledi.)
- The delicate lace shawl was perfect for cool evenings. (Narin dantel şal, serin akşamlar için mükemmeldi.)
Hemen Yorum Yaz