Laboured İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Laboured İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Laborious

Laborious, Türkçe karşılığıyla “zahmetli” anlamına gelir. Bir işin yapımı için çok çaba ve zaman gerektiren bir şekilde uygulanması anlamını taşır. İşte laborious kelimesinin kullanımına örnek cümleler:

1. The project was so laborious that I had to hire more workers. (Proje o kadar zahmetliydi ki daha fazla işçi tutmak zorunda kaldım.)
2. She found the task laborious and time-consuming. (Görevi zahmetli ve zaman alıcı buldu.)
3. He completed the laborious task of sorting through all the files. (Tüm dosyaları sıralamanın zahmetli görevini tamamladı.)
4. The journey was long and laborious. (Seyahat uzun ve zahmetliydi.)
5. It was a laborious process, but we finally got the results we were looking for. (Zahmetli bir süreçti, ama sonunda aradığımız sonuçları aldık.)
6. The manual labor was too laborious for him. (Manuel iş onun için çok zahmetliydi.)
7. The task of cleaning up the garage was a laborious one. (Garajı temizlemenin görevi zahmetliydi.)
8. The laborious job of painting the house took several weeks to complete. (Ev boyamanın zahmetli işi tamamlanması için birkaç hafta sürdü.)
9. Writing a book can be a very laborious process. (Kitap yazmak çok zahmetli bir süreç olabilir.)
10. The task of rebuilding the house after the fire was a laborious one. (Yangın sonrası evi yeniden inşa etme görevi zahmetliydi.)
11. She found the process of learning a new language to be laborious but rewarding. (Yeni bir dil öğrenmenin sürecini zahmetli ama ödüllendirici buldu.)
12. The laborious task of digging the garden was finally finished. (Bahçeyi kazmanın zahmetli görevi sonunda tamamlandı.)
13. The process of making a movie can be a very laborious one. (Film yapma süreci çok zahmetli olabilir.)
14. The work was laborious, but it paid well. (Çalışma zahmetliydi, ama iyi ödüyordu.)
15. She found the task of training for the marathon to be laborious but necessary. (Maraton için antrenman yapmanın görevini zahmetli ama gerekli buldu.)
16. The laborious task of cleaning the kitchen was finally finished. (Mutfak temizliği yapmanın zahmetli görevi sonunda tamamlandı.)
17. The journey through the mountains was long and laborious. (Dağlar arasındaki seyahat uzun ve zahmetliydi.)
18. The task of assembling the furniture was laborious but manageable. (Mobilyaların montajı zahmetliydi, ama yönetilebilirdi.)
19. He found the process of fixing the car to be laborious but rewarding. (Arabayı tamir etmenin sürecini zahmet

20. The research project was laborious, but the results were worth it. (Araştırma projesi zahmetliydi, ama sonuçları buna değerdi.)