Stoop To İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stoop To İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stoop To Nedir?

Stoop to, “bir şey yapmak için normalde kabul edilemez veya ahlaksız olarak görülen bir eyleme başvurmak” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. I will never stoop to stealing someone else’s work.
    (Başkasının işini çalmak gibi kabul edilemez bir şeye başvurmayacağım.)
  2. He stooped to cheating on the test, and now he regrets it.
    (Sınavda kopya çekmek gibi ahlaksız bir davranışa başvurdu ve şimdi pişman.)
  3. I refuse to stoop to their level of pettiness.
    (Onların küçük düşürücü seviyelerine inmek istemiyorum.)
  4. It’s disappointing to see a respected politician stoop to name-calling.
    (Saygın bir politikacının hakaret etmeye başvurması hayal kırıklığı yarattı.)
  5. Don’t stoop to lying just to avoid the consequences.
    (Sonuçlarından kaçmak için yalan söylemeye başvurma.)
  6. She stooped to gossiping about her co-workers behind their backs.
    (Arkalarından iş arkadaşları hakkında dedikodu yapmaya başvurdu.)
  7. He had to stoop to begging for money on the streets.
    (Sokaklarda para dilenmeye başvurmak zorunda kaldı.)
  8. The company stooped to using cheap materials in order to cut costs.
    (Maliyetleri azaltmak için ucuz malzemeler kullanmaya başvurdular.)
  9. I won’t stoop to violence to solve this problem.
    (Bu sorunu çözmek için şiddete başvurmayacağım.)
  10. She stooped to blackmailing her ex-boyfriend to get what she wanted.
    (İstediği şeyi elde etmek için eski erkek arkadaşını şantaj yapmaya başvurdu.)
  11. The athlete refused to stoop to using performance-enhancing drugs.
    (Sporcu performans arttırıcı ilaçlar kullanmaya başvurmaktan kaçındı.)
  12. The teacher stooped to belittling her students in order to assert her authority.
    (Otoritesini sağlamak için öğrencilerini aşağılamaya başvurdu.)
  13. He stooped to stealing from his own family to fund his addiction.
    (Bağımlılığını finanse etmek için kendi ailesinden çalmaya başvurdu.)
  14. We should never stoop to discrimination based on race or gender.
    (Irk veya cinsiyete dayalı ayrımcılığa başvurmamalıyız.)
  15. The politician stooped to bribing voters in order to win the election.
    (Seçimi kazanmak için seçmenlere rüşvet vermeye başvurdu.)
  16. The company stooped to lying to its customers about the quality of its products.
    (Ürünlerinin kalitesi hakkında müş

terek yalan söylemeye başvurdu.)
17. She stooped to using her looks to get what she wanted instead of relying on her skills and abilities.
(Yeteneklerine güvenmek yerine istediğini elde etmek için görünüşüne başvurdu.)

  1. The athlete refused to stoop to trash-talking his opponents before the game.
    (Maç öncesinde rakiplerini küçük düşürmeye başvurmaktan kaçındı.)
  2. The boss stooped to bullying his employees to get them to work harder.
    (Daha çok çalışmaları için çalışanlarına zorbalık yapmaya başvurdu.)
  3. We should never stoop to compromising our values or integrity for personal gain.
    (Kişisel kazanç için değerlerimizi veya dürüstlüğümüzü feda etmemeliyiz.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.