Stolidly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stolidly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Stolidly Nedir?


Stolidly kelimesi Türkçede “katı bir şekilde, hissizce, duyarsızca” gibi anlamlara gelir.

  1. He stolidly refused to help his friend. (Duygusuzca arkadaşına yardım etmeyi reddetti.)
  2. She stolidly ignored her critics. (Eleştirmenlerini duyarsızca görmezden geldi.)
  3. The soldier stolidly endured the pain. (Asker acıya katı bir şekilde dayandı.)
  4. He listened to the news stolidly. (Haberleri hissizce dinledi.)
  5. The student stolidly sat through the boring lecture. (Öğrenci sıkıcı dersi hissizce dinledi.)
  6. She stolidly bore the insult. (Hakarete katı bir şekilde katlandı.)
  7. The prisoner stolidly endured the torture. (Mahkum işkenceye katı bir şekilde dayandı.)
  8. He stolidly accepted his punishment. (Ceza almayı duyarsızca kabul etti.)
  9. She stolidly worked through the difficult task. (Zorlu görevi hissizce yerine getirdi.)
  10. The athlete stolidly trained every day. (Sporcu her gün katı bir şekilde antrenman yaptı.)
  11. He stolidly watched as his car was being stolen. (Arabası çalınırken duyarsızca izledi.)
  12. She stolidly withstood the harsh weather conditions. (Sert hava koşullarına katı bir şekilde dayandı.)
  13. The businessman stolidly faced the competition. (İş adamı rekabete katı bir şekilde karşılaştı.)
  14. He stolidly refused to show any emotion. (Duygusal hiçbir tepki vermedi.)
  15. She stolidly remained silent during the argument. (Tartışmada sessiz kaldı.)
  16. The doctor stolidly delivered the bad news. (Doktor kötü haberleri katı bir şekilde iletti.)
  17. He stolidly sat through the boring movie. (Sıkıcı filmden hissizce geçti.)
  18. She stolidly accepted her fate. (Kaderini duyarsızca kabul etti.)
  19. The employee stolidly endured the long hours. (Çalışan uzun saatlere katı bir şekilde dayandı.)
  20. He stolidly walked away from the argument. (Tartışmadan duyarsızca ayrıldı.)

Devam Eden Cümleler

  1. The jury stolidly listened to the evidence presented in court. (Jüri mahkemede sunulan kanıtları duyarsızca dinledi.)
  2. Despite the criticism, she stolidly continued with her plan. (Eleştirilere rağmen, planına katı bir şekilde devam etti.)
  3. The teacher stolidly maintained order in the classroom. (Öğretmen sınıfta düzeni hissizce sağladı.)
  4. He stolidly carried out his duties as a soldier. (Asker olarak görevlerini hissizce yerine getirdi.)
  5. She stolidly held back her tears. (Gözyaşlarını duyarsızca tuttu.)
  6. The CEO stolidly faced the company’s financial problems. (CEO şirketin mali sorunlarına katı bir şekilde karşılaştı.)
  7. He stolidly endured the long and difficult journey. (Uzun ve zorlu yolculuğa katı bir şekilde dayandı.)
  8. She stolidly ignored the distractions and focused on her work. (Dikkat dağıtıcıları duyarsızca görmezden geldi ve işine odaklandı.)
  9. The scientist stolidly conducted his experiments. (Bilim adamı deneylerini katı bir şekilde gerçekleştirdi.)
  10. Despite the pain, he stolidly refused to take any medication. (Acıya rağmen, hiçbir ilaç almaktan duyarsızca kaçındı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.