Jowly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jowly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Jowly Nedir?

Jowly, genellikle yaşlanma süreciyle birlikte ortaya çıkan ve yanakların altında oluşan sarkık ve şişkin bir görünüme sahip olma durumudur.

Örnek Cümleler:

  1. As she grew older, her face became more jowly. (Yaşlandıkça yüzü daha jowly bir görünüme sahip oldu.)
  2. His jowly face made him look much older than he actually was. (Jowly yüzü, aslında olduğundan çok daha yaşlı görünmesine neden oldu.)
  3. She tried to hide her jowly cheeks with makeup. (Makyajla jowly yanaklarını saklamaya çalıştı.)
  4. The bulldog’s jowly face drooped with exhaustion. (Bulldog’un jowly yüzü, yorgunluktan sarkmıştı.)
  5. Her jowly cheeks wobbled as she laughed. (Gülümserken, jowly yanakları sallandı.)
  6. He had a jowly face that looked like it had seen better days. (Daha iyi günler görmüş gibi görünen jowly bir yüzü vardı.)
  7. She didn’t like how her jowly face looked in photographs. (Fotoğraflarda jowly yüzünün göründüğü şekilden hoşlanmadı.)
  8. His jowly jowls jiggled as he spoke. (Konuşurken, jowly yanakları sallanıyordu.)
  9. She tried to exercise her jowly cheeks away, but it didn’t work. (Jowly yanaklarını egzersiz yaparak yok etmeye çalıştı, ama olmadı.)
  10. The old man’s jowly face was weathered and lined. (Yaşlı adamın jowly yüzü, çizgili ve hava koşullarından etkilenmişti.)
  11. She wished she could get rid of her jowly double chin. (Jowly çene altınından kurtulabilseydi keşke.)
  12. His jowly cheeks jiggled when he laughed. (Güldüğünde, jowly yanakları sallanıyordu.)
  13. She avoided looking at her jowly reflection in the mirror. (Aynada jowly yansımasına bakmaktan kaçındı.)
  14. The old dog’s jowly face was endearing to many. (Yaşlı köpeğin jowly yüzü, birçok insanın sevimli bulduğu bir şeydi.)
  15. Her jowly face gave her an air of maturity beyond her years. (Jowly yüzü, yaşından çok daha olgun bir hava yaratıyordu.)
  16. She tried to lift her jowly cheeks with facial exercises. (Yüz egzersizleriyle jowly yanaklarını kaldırmaya çalıştı.)
  17. His jowly face

    made him look like a grumpy old man. (Jowly yüzü, huysuz bir yaşlı adam gibi görünmesine neden oldu.)

  18. She felt self-conscious about her jowly jawline. (Jowly çene hattıyla ilgili olarak öz bilinçli hissetti.)
  19. The actress’s jowly makeup helped her look older for the role. (Oyuncunun jowly makyajı, rolü için daha yaşlı görünmesine yardımcı oldu.)

Türkçe anlamları:

  1. Yaşlandıkça yüzü daha sarkık ve şişkin hale gelmek.
  2. Jowly yüzü, aslında kişiden daha yaşlı göstermek.
  3. Makyajla jowly yanakları saklamaya çalışmak.
  4. Yorgunluktan dolayı jowly yüzünün sarkması.
  5. Gülümserken, jowly yanakların sallanması.
  6. Jowly yüz, daha iyi günler görmüş gibi görünmek.
  7. Fotoğraflarda jowly yüzünden hoşlanmamak.
  8. Konuşurken, jowly yanakların sallanması.
  9. Egzersiz yaparak jowly yanakları yok etmeye çalışmak.
  10. Yaşlı adamın jowly yüzü, çizgili ve hava koşullarından etkilenmek.
  11. Jowly çene altından kurtulmak istemek.
  12. Güldüğünde, jowly yanakların sallanması.
  13. Aynada jowly yüzünü görme konusunda kaçınmak.
  14. Yaşlı köpeğin jowly yüzünün sevimli olması.
  15. Jowly yüzün, kişinin yaşından daha olgun bir hava yaratması.
  16. Yüz egzersizleriyle jowly yanakları kaldırmaya çalışmak.
  17. Jowly yüz, kişiyi huysuz bir yaşlı adam gibi göstermek.
  18. Jowly çene hattıyla ilgili olarak öz bilinçli hissetmek.
  19. Oyuncunun jowly makyajının, rolü için daha yaşlı görünmesine yardımcı olması.
  20. Jowly yüzün, kişinin genel olarak görünümünde değişiklik yapması.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.