İrascible İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İrascible İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İrascible

İrascible, kolay kızan, öfkeli, çabuk sinirlenen anlamlarına gelir.

  1. My boss is very irascible, he gets angry easily. (Patronum çok sinirli, kolayca öfkelenir.)
  2. He has an irascible personality, it’s hard to work with him. (Onun kolay sinirlenen bir kişiliği var, onunla çalışmak zor.)
  3. The old man was irascible and shouted at the kids who were playing outside his house. (Yaşlı adam kolay kızan biriydi ve evinin dışında oynayan çocuklara bağırdı.)
  4. She tried to control her irascible temper but sometimes it was just too hard. (Kolay sinirlenen tepkisini kontrol etmeye çalıştı ama bazen çok zordu.)
  5. His irascible behavior led to his dismissal from the company. (Kolay öfkelenen davranışları şirketten kovulmasına neden oldu.)
  6. I avoid discussing politics with my irascible uncle because it always ends up in an argument. (Kolay sinirlenen amcamla siyaset konusunu tartışmaktan kaçınıyorum çünkü her zaman tartışmayla sonuçlanıyor.)
  7. The waiter was very irascible when I asked for a different dish. (Garson farklı bir yemek istediğimde çok sinirliydi.)
  8. Her irascible attitude made it difficult for her to make friends. (Kolay kızan tavırları arkadaş edinmesini zorlaştırdı.)
  9. The irascible customer yelled at the cashier for making a mistake in his bill. (Kolay öfkelenen müşteri kasıra faturasında hata yaptığı için kasiyere bağırdı.)
  10. He had an irascible outburst and broke the vase on the table. (Kolay kızan bir patlama yaşadı ve masadaki vazoyu kırdı.)
  11. The irascible coach was notorious for yelling at his players during games. (Kolay sinirlenen koç, maçlar sırasında oyuncularına bağırmakla ünlüydü.)
  12. Her irascible nature made it difficult for her to keep a job for long. (Kolay kızan doğası, uzun süre bir işte kalmasını zorlaştırdı.)
  13. The irascible driver honked at the car in front of him for not moving quickly enough. (Kolay öfkelenen sürücü, önündeki arabayı yeterince hızlı hareket etmediği için kornaya bastı.)
  14. He tried to control his irascible temper but failed miserably. (Kolay öfkelenen tepkisini kontrol etmeye çalıştı ama başarısız oldu.)
  15. The irascible boss made his employees feel uncomfortable in the workplace. (Kolay sinirlenen patron, çalışanlarını işyerinde rahatsız hissettirdi.)
  16. Her irascible outbursts were becoming more frequent and intense. (Kolay sinirlenme patlamaları daha sık ve şiddetli h

ale geliyordu.)
17. The irascible customer service representative hung up on me when I asked for a refund. (Kolay öfkelenen müşteri hizmetleri temsilcisi, iade istediğimde benimle telefonu kapattı.)

  1. His irascible behavior towards his colleagues caused tension in the workplace. (Kolay kızan davranışları meslektaşlarına karşı işyerinde gerginliğe neden oldu.)
  2. She had an irascible reaction to the bad news and started yelling at everyone. (Kötü haberlere kolay sinirlenerek, herkese bağırmaya başladı.)
  3. The irascible nature of the dog made it difficult for the owner to train him. (Kolay sinirlenen köpeğin doğası, sahibinin onu eğitmesini zorlaştırdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.