İnwardly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnwardly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnwardly

İnwardly, “içeriden” veya “içsel olarak” anlamına gelir. İşte örnek cümleler:

  1. She was screaming inwardly, but outwardly she remained calm. (O içsel olarak bağırıyordu, ama dışarıda sakin kalmıştı.)
  2. He was feeling a sense of joy inwardly. (İçsel olarak bir sevinç hissediyordu.)
  3. The pain was felt inwardly, but she didn’t show it. (Ağrı içsel olarak hissedildi, ama o göstermedi.)
  4. She was aching inwardly for her lost love. (Kaybettiği aşkı için içten içe acı çekiyordu.)
  5. He was laughing inwardly at the irony of the situation. (Durumun ironisine içten içe gülüyordu.)
  6. She was struggling inwardly with her decision. (Kararında içsel olarak mücadele ediyordu.)
  7. He was seething inwardly with anger. (Öfkesi içsel olarak kaynıyordu.)
  8. She was smiling inwardly at the thought of their upcoming trip. (Yaklaşan gezileri hakkında içten içe gülümsüyordu.)
  9. He was feeling inwardly conflicted about his loyalty. (Sadakati konusunda içsel olarak çelişkideydi.)
  10. She was inwardly grateful for their help. (Yardımları için içten içe minnettar hissediyordu.)
  11. He was inwardly cursing his bad luck. (Kötü şansına içten içe sövüyordu.)
  12. She was inwardly pondering the meaning of life. (Hayatın anlamı üzerine içsel olarak düşünüyordu.)
  13. He was inwardly reflecting on his past mistakes. (Geçmiş hatalarını içsel olarak değerlendiriyordu.)
  14. She was inwardly delighted with her new job. (Yeni işinden içten içe mutlu idi.)
  15. He was inwardly dreading the meeting with his boss. (Patronu ile yapacağı toplantıya içten içe korkuyordu.)
  16. She was inwardly questioning her own abilities. (Yetenekleri hakkında içten içe sorguluyordu.)
  17. He was inwardly congratulating himself on his success. (Başarısından dolayı içsel olarak kendini kutluyordu.)
  18. She was inwardly preparing for the worst. (En kötüye hazırlanıyordu.)
  19. He was inwardly admiring her intelligence. (Zekasına içten içe hayranlık duyuyordu.)
  20. She was inwardly hoping for a better future. (Daha iyi bir gelecek için içten içe umut ediyordu.)
  1. He was inwardly struggling with his inner demons. (İçsel şeytanlarıyla mücadele ediyordu.)
  2. She was inwardly experiencing a sense of peace. (İçten içe huzur hissediyordu.)
  3. He was inwardly acknowledging his mistakes. (Hatalarını içten içe kabul ediyordu.)
  4. She was inwardly celebrating her achievements. (Başarılarına içten içe kutlama yapıyordu.)
  5. He was inwardly hoping for forgiveness. (Affedilmesini içten içe umuyordu.)
  6. She was inwardly lamenting the loss of her friend. (Arkadaşının kaybı için içten içe yas tutuyordu.)
  7. He was inwardly fighting his fears. (Korkularıyla içsel olarak mücadele ediyordu.)
  8. She was inwardly expressing her gratitude. (Minnettarlığını içsel olarak ifade ediyordu.)
  9. He was inwardly processing the news. (Haberi içsel olarak işliyordu.)
  10. She was inwardly calculating her next move. (Bir sonraki hamlesini içsel olarak hesaplıyordu.)

İnwardly kelimesi, duygu, düşünce, his, yargı ve diğer içsel deneyimlerin ifadesinde kullanılır. Bu nedenle, İngilizce cümle içinde kullanılan örneklerde, bu tür içsel deneyimlerin ifadesine odaklanılmıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.