İntentionally İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
İntentionally (Kasti Olarak)
İntentionally, bir eylemi kasıtlı olarak yapmak anlamına gelir. Burada kasıt, kişinin bilinçli bir şekilde hareket etmesidir.
Örnek cümleler:
- She intentionally left her phone at home so she could have some peace and quiet. (O, kasti olarak telefonunu evde bıraktı, böylece biraz huzur ve sessizlik elde edebilirdi.)
- He intentionally ignored her calls because he was upset with her. (O, onunla kızgın olduğu için onun aramalarını kasti olarak görmezden geldi.)
- The company intentionally misled customers with false advertising. (Şirket, yanıltıcı reklamlarla müşterileri kasti olarak yanılttı.)
- The student intentionally plagiarized her essay. (Öğrenci, kasti olarak makalesini çaldı.)
- He intentionally provoked his opponent to get a reaction. (O, tepki almak için rakibini kasti olarak provoke etti.)
- The artist intentionally left the painting unfinished. (Sanatçı, tablosunu kasti olarak bitirmeden bıraktı.)
- The suspect intentionally misled the police during questioning. (Şüpheli, sorgulama sırasında polisi kasti olarak yanılttı.)
- She intentionally broke the vase to get back at her sister. (O, kız kardeşine intikam almak için kasti olarak vazoyu kırdı.)
- The coach intentionally kept his star player out of the game to rest him. (Antrenör, yıldız oyuncusunu dinlendirmek için kasti olarak oyundan çıkardı.)
- The politician intentionally avoided answering the question. (Politikacı, soruya cevap vermekten kasti olarak kaçındı.)
- He intentionally delayed his report to gain more time. (O, daha fazla zaman kazanmak için raporunu kasti olarak geciktirdi.)
- She intentionally dressed provocatively to get attention. (O, dikkat çekmek için kasti olarak provokatif giyindi.)
- The driver intentionally ran the red light. (Sürücü, kasti olarak kırmızı ışıkta geçti.)
- The teacher intentionally gave the difficult assignment to challenge her students. (Öğretmen, öğrencilerini zorlamak için kasti olarak zor bir ödev verdi.)
- The chef intentionally added extra spices to the dish. (Aşçı, yemeğe kasti olarak ekstra baharatlar kattı.)
- The criminal intentionally tampered with the evidence. (Suçlu, kanıtları kasti olarak değiştirdi.)
- She intentionally insulted her coworker to make herself feel superior. (O, kendini üstün hissetmek için kasti olarak iş arkadaşına hakaret etti.)
- The journalist intentionally misrepresented the facts in his article. (Gazeteci, makalesinde gerçekleri kasti olarak yanılttı.)
- He intentionally skipped the meeting to avoid confrontation. (O, çatışmadan kaçınmak için toplantıya kasti olarak katılmadı.)
- The parents intentionally sheltered their
children from the truth about their family’s financial situation. (Ebeveynler, ailelerinin mali durumu hakkındaki gerçekleri çocuklarından kasti olarak sakladılar.)
Hemen Yorum Yaz