Soak….Up İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Soak….Up İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Soak Up

Soak Up, Türkçe anlamıyla emmek, emilim yapmak anlamına gelir. Bir şeyi kendine doğru çekmek, onu anlamak ve öğrenmek anlamlarına da gelir.

Örnek Cümleler:

1. I love to soak up the sun on the beach. (Plajda güneşin keyfini çıkarmayı seviyorum.)
2. He tried to soak up the knowledge from the books. (Kitaplardan bilgiyi emmeye çalıştı.)
3. The sponge soaked up all the water. (Sünger tüm suyu emdi.)
4. The towel quickly soaked up the spilled coffee. (Havlu dökülen kahveyi hızla emdi.)
5. The soil has soaked up all the rainwater. (Toprak tüm yağmuru emdi.)
6. She loves to soak up the local culture when she travels. (Seyahat ettiğinde yerel kültürü emmeyi seviyor.)
7. The tree roots are soaking up nutrients from the soil. (Ağaç kökleri topraktan besinleri emiyor.)
8. The sponge is designed to soak up any spills. (Sünger, herhangi bir döküntüyü emmek için tasarlandı.)
9. The paper towel soaked up the excess oil from the frying pan. (Kağıt havlu, kızartma tavasındaki fazla yağı emdi.)
10. He tried to soak up as much information as possible during the lecture. (Ders sırasında mümkün olduğunca çok bilgi emmeye çalıştı.)
11. The sand on the beach soaked up the water quickly. (Plajdaki kum suyu hızla emdi.)
12. The roots of the plants are soaking up the nutrients from the soil. (Bitkilerin kökleri topraktan besinleri emiyor.)
13. She loves to soak up the atmosphere of a new place. (Yeni bir yerin atmosferini emmeyi seviyor.)
14. The sponge soaked up all the spilled milk. (Sünger tüm dökülen sütü emdi.)
15. The paper towel can soak up a lot of liquid. (Kağıt havlu birçok sıvıyı emebilir.)
16. The sponge can quickly soak up any spilled water. (Sünger, herhangi bir dökülen suyu hızla emebilir.)
17. The soil has soaked up all the nutrients from the fertilizer. (Toprak gübrenin tüm besinlerini emdi.)
18. She likes to soak up the atmosphere of a coffee shop. (Kahve dükkanının atmosferini emmeyi seviyor.)
19. The cloth soaked up the spilled juice from the table. (Kumaş, masadaki dökülen suyu emdi.)
20. The roots of the trees are soaking up the groundwater. (Ağaçların kökleri yeraltı suyunu emiyor.)

21. The sun is hot, and I want to soak up some rays. (Güneş sıcak ve biraz ışık almak istiyorum.)
22. The sandcastle soaked up all the water from the bucket. (Kumdan kale kovadan tüm suyu emdi.)
23. She likes to soak up the local language when traveling to a new country. (Yeni bir ülkeye seyahat ettiğinde, yerel dilini emmeyi seviyor.)
24. The sponge can easily soak up the soap suds from the sink. (Sünger, lavabodaki köpükleri kolayca emebilir.)
25. The thirsty plant was able to soak up all the water from the vase. (Susuz bitki, vazodaki tüm suyu emebildi.)
26. The beach towel was able to soak up all the sweat after a workout. (Plaj havlusu, antrenmandan sonra tüm teri emebildi.)
27. The sponge was able to soak up all the oil from the frying pan. (Sünger, kızartma tavasındaki tüm yağı emebildi.)
28. The soil was able to soak up all the excess water from the rain. (Toprak, yağmurun fazla suyunu emebildi.)
29. The new employee was able to soak up all the training material quickly. (Yeni çalışan, tüm eğitim materyallerini hızlıca emebildi.)
30. The paper towel was able to soak up all the spills during the party. (Kağıt havlu, parti sırasında tüm dökülmeleri emebildi.)