İnquiringly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnquiringly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnquiringly:

İnquiringly, “sorgulayarak, araştırarak, meraklı bir şekilde” anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. She looked at him inquiringly. (O, sorgulayarak ona baktı.)
  2. The detective asked inquiringly if anyone had seen the suspect. ( Dedektif, şüphelinin görüldüğünü soruşturarak sordu.)
  3. He raised his eyebrows inquiringly. (O, kaşlarını sorgulayarak kaldırdı.)
  4. She tilted her head inquiringly. (O, başını meraklı bir şekilde eğdi.)
  5. The dog cocked his head inquiringly. (Köpek, başını sorgulayarak çevirdi.)
  6. He glanced at her inquiringly. (O, ona sorgulayarak baktı.)
  7. The teacher looked at the student inquiringly. (Öğretmen, öğrenciye sorgulayarak baktı.)
  8. The scientist asked inquiringly about the results of the experiment. (Bilim adamı, deneyin sonuçları hakkında sorgulayarak sordu.)
  9. The journalist asked inquiringly about the politician’s plans. (Gazeteci, siyasetçinin planları hakkında sorgulayarak sordu.)
  10. The customer looked at the salesperson inquiringly. (Müşteri, satıcının yönelttiği sorulara sorgulayarak baktı.)
  11. The baby stared at his mother inquiringly. (Bebek, annesine meraklı bir şekilde baktı.)
  12. The employee asked inquiringly about the new project. (Çalışan, yeni proje hakkında sorgulayarak sordu.)
  13. The child looked up at the teacher inquiringly. (Çocuk, öğretmene meraklı bir şekilde baktı.)
  14. The audience listened inquiringly to the speaker. (İzleyiciler, konuşmacıyı sorgulayarak dinledi.)
  15. The committee members looked at each other inquiringly. (Komite üyeleri, birbirlerine sorgulayarak baktılar.)
  16. The host asked inquiringly about the guest’s interests. (Sunucu, konuğun ilgi alanları hakkında sorgulayarak sordu.)
  17. The nurse asked inquiringly about the patient’s symptoms. (Hemşire, hastanın belirtileri hakkında sorgulayarak sordu.)
  18. The coach looked at the player inquiringly. (Antrenör, oyuncuya sorgulayarak baktı.)
  19. The artist asked inquiringly about the gallery’s policies. (Sanatçı, galerinin politikaları hakkında sorgulayarak sordu.)
  20. The manager looked at the employee inquiringly. (Yönetici, çalışana sorgulayarak baktı.)
  1. The student raised her hand inquiringly, wanting to ask a question. (Öğrenci, bir soru sormak isteyerek elini sorgulayarak kaldırdı.)
  2. The visitor looked around the museum inquiringly, trying to absorb as much information as possible. (Ziyaretçi, müzeyi sorgulayarak gezerken mümkün olduğunca bilgi almaya çalıştı.)
  3. The police officer looked at the suspect inquiringly, hoping to elicit a confession. (Polis memuru, suçlu itiraf ettirmek için şüpheliye sorgulayarak baktı.)
  4. The scientist stared at the microscope inquiringly, trying to make sense of the data. (Bilim adamı, verileri anlamaya çalışarak mikroskoba sorgulayarak baktı.)
  5. The child asked inquiringly why the sky was blue. (Çocuk, gökyüzünün neden mavi olduğunu sorgulayarak sordu.)
  6. The journalist looked at the source inquiringly, trying to verify the information. (Gazeteci, bilgiyi doğrulamaya çalışarak kaynağa sorgulayarak baktı.)
  7. The teacher asked the student inquiringly if they needed help. (Öğretmen, öğrencinin yardıma ihtiyacı olup olmadığını sorgulayarak sordu.)
  8. The audience members whispered to each other inquiringly during the performance. (İzleyiciler, gösteri sırasında birbirlerine sorgulayarak fısıldadılar.)
  9. The doctor asked the patient inquiringly about their medical history. (Doktor, hastanın tıbbi geçmişi hakkında sorgulayarak sordu.)
  10. The customer service representative looked at the computer inquiringly, trying to solve the technical issue. (Müşteri hizmetleri temsilcisi, teknik sorunu çözmeye çalışarak bilgisayara sorgulayarak baktı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.