Buoyant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Buoyant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Buoyant Nedir?

Buoyant kelimesi Türkçe’de “batmaz, su üstünde kalma özelliği olan” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. The buoyant force keeps the boat afloat. (Batmaz kuvvet, tekneyi suyun üstünde tutar.)
  2. The diver wore a buoyant jacket to help him float on the surface. (Dalışçı, yüzeyde yüzmeye yardımcı olan batmaz bir ceket giydi.)
  3. Helium is a gas that is buoyant in air. (Helyum, havada batmaz bir gazdır.)
  4. The buoyant market has led to increased profits for the company. (Batmaz piyasa, şirketin karını artırmıştır.)
  5. The buoyant economy has created many job opportunities. (Batmaz ekonomi, birçok iş fırsatı yaratmıştır.)
  6. The buoyant swimmer effortlessly glided through the water. (Batmaz yüzücü, kolaylıkla suyun üzerinde süzüldü.)
  7. The buoyant material of the life jacket kept the swimmer from drowning. (Can yeleğinin batmaz malzemesi, yüzücünün boğulmasını engelledi.)
  8. The buoyant attitude of the team helped them overcome their challenges. (Takımın batmaz tutumu, zorlukları aşmalarına yardımcı oldu.)
  9. The hot air balloon is buoyant because the hot air inside is lighter than the surrounding air. (Sıcak hava balonu, içindeki sıcak hava çevreleyen havadan daha hafif olduğu için batmazdır.)
  10. The buoyant mood of the crowd made the concert even more enjoyable. (Kalabalığın batmaz ruhu, konseri daha da keyifli hale getirdi.)
  11. The buoyant properties of cork make it a popular material for flotation devices. (Kurduğunun batmaz özellikleri, onu yüzerliği sağlayan cihazlar için popüler bir malzeme yapar.)
  12. The buoyant market for real estate has led to higher property values. (Emlak için batmaz piyasa, daha yüksek gayrimenkul değerlerine yol açmıştır.)
  13. The buoyant sound of the orchestra filled the concert hall. (Orkestranın batmaz sesi, konser salonunu doldurdu.)
  14. The buoyant leaves on the surface of the pond indicated that the water was healthy. (Göletin yüzeyindeki batmaz yapraklar, suyun sağlıklı olduğunu gösterdi.)
  15. The buoyant spirit of the community helped them recover from the natural disaster. (Topluluğun batmaz ruhu, doğal afetten kurtulmalarına yardımcı oldu.)
  16. The buoyant sales figures were a positive sign for the company’s future. (Batmaz satış rakamları, şirketin geleceği için olumlu bir işaret idi.)
  17. The buoyant clouds in the sky signaled a change in the weather. (Gökyüzündeki batm
  1. The buoyant fisherman floated on his back while he waited for a catch. (Batmaz balıkçı, yakalamak için beklerken sırtüstü yüzdü.)
  2. The buoyant feeling of accomplishment after finishing a difficult task is priceless. (Zor bir görevi tamamladıktan sonra hissedilen batmaz başarı hissi paha biçilmezdir.)
  3. The buoyant balloon was carried away by the wind, drifting higher and higher. (Batmaz balon, rüzgarla uçarak yükseklerde süzüldü.)

(Türkçe karşılıklar parantez içinde verilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.