Buoyantly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Buoyantly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Buoyantly

Buoyantly, Türkçe karşılığı ile “canlı ve neşeli bir şekilde” anlamına gelir. Bu kelime cümle içinde pozitif, canlı ve enerjik bir ruh hali anlatmak için kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. She walked buoyantly down the street, enjoying the warm sun on her face. (O, yüzünde sıcak güneşin keyfini çıkararak canlı bir şekilde sokağın aşağısına yürüdü.)
  2. The children laughed buoyantly as they ran through the park. (Çocuklar parkta koşarken canlı bir şekilde güldüler.)
  3. He approached the podium buoyantly, ready to give his speech. (Konuşmasını yapmak için canlı bir şekilde kürsüye yaklaştı.)
  4. The flowers in the garden swayed buoyantly in the breeze. (Bahçedeki çiçekler esintide canlı bir şekilde sallandı.)
  5. She sang buoyantly, her voice filling the room with joy. (O canlı bir şekilde şarkı söyledi ve sesi odayı neşeyle doldurdu.)
  6. He greeted his guests buoyantly, eager to host a successful party. (Başarılı bir parti vermek için canlı bir şekilde misafirlerini karşıladı.)
  7. The dancers moved buoyantly across the stage, their movements graceful and fluid. (Dansçılar sahnede canlı bir şekilde hareket ederken hareketleri zarif ve akıcıydı.)
  8. She smiled buoyantly, happy to be surrounded by her loved ones. (Sevdikleriyle çevrili olmaktan mutlu olan o canlı bir şekilde gülümsedi.)
  9. The athlete jumped buoyantly, breaking the world record. (Dünya rekorunu kıran sporcu canlı bir şekilde zıpladı.)
  10. The sun shone buoyantly in the clear blue sky. (Açık mavi gökyüzünde canlı bir şekilde parlayan güneş.)
  11. The dog wagged his tail buoyantly, excited to see his owner. (Sahibini görmekten heyecanlanan köpek kuyruğunu canlı bir şekilde salladı.)
  12. The audience applauded buoyantly, impressed by the performance. (Performanstan etkilenen izleyiciler canlı bir şekilde alkışladılar.)
  13. She ran buoyantly along the beach, feeling the sand between her toes. (Ayaklarındaki kumları hisseden o canlı bir şekilde sahilde koştu.)
  14. The couple danced buoyantly at their wedding reception, surrounded by friends and family. (Arkadaşları ve aileleri tarafından çevrili olan çift düğün resepsiyonunda canlı bir şekilde dans etti.)
  15. The birds chirped buoyantly in the trees, filling the air with their joyful songs. (Ağaçlarda canlı bir şekilde öten kuşlar neşeli şarkılarıyla havayı dolduruyorlardı.)
  16. She spoke buoyantly about her new job, excited about the opportunities it presented. (Yeni işinden heyecanlanarak canlı bir şekilde konuş
  1. The children played buoyantly in the pool, splashing and laughing. (Çocuklar havuzda canlı bir şekilde oynayarak su sıçratarak ve gülerken zaman geçirdiler.)
  2. The musician played the piano buoyantly, his fingers dancing across the keys. (Müzisyen piyano çalarken canlı bir şekilde parmakları tuşlarda dans ediyordu.)
  3. The sailboat glided buoyantly across the water, propelled by the wind. (Rüzgarın itişiyle suyun üzerinde canlı bir şekilde süzülen yelkenli.)
  4. The group hiked buoyantly up the mountain, enjoying the breathtaking views. (Dağa tırmanarak nefes kesici manzaraların keyfini çıkaran grup canlı bir şekilde yürüdü.)

(Türkçe anlamı: canlı ve neşeli bir şekilde)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.