İnk İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnk İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnk (noun) – Mürekkep

  1. I need to buy some ink for my printer. (Yazıcım için mürekkep almam lazım.)
  2. She spilled ink all over her shirt. (Gömleğinin üzerine mürekkep döktü.)
  3. The calligraphy artist dipped her pen in ink before writing. (Kaligrafi sanatçısı yazmadan önce kalemini mürekkebe batırdı.)
  4. The ink in my pen is running out. (Kalemimdeki mürekkep bitiyor.)
  5. The novelist signed copies of her book with a fountain pen and ink. (Roman yazarı, kitabının kopyalarını dolma kalem ve mürekkeple imzaladı.)
  6. The tattoo artist used black ink for the design. (Dövme sanatçısı tasarım için siyah mürekkep kullandı.)
  7. I accidentally smeared ink on the paper. (Kağıda yanlışlıkla mürekkep bulaştırdım.)
  8. The printer is low on ink. (Yazıcıdaki mürekkep azalmış.)
  9. The ink cartridge needs to be replaced. (Mürekkep kartuşu değiştirilmeli.)
  10. The ink on this document is fading. (Bu belgedeki mürekkep soluyor.)
  11. The ink has dried and is no longer wet. (Mürekkep kurudu ve artık ıslak değil.)
  12. The ink from the pen stained the desk. (Kalemin mürekkebi masayı lekeledi.)
  13. The artist mixed different colors of ink to create a unique shade. (Sanatçı farklı renklerde mürekkepleri karıştırarak benzersiz bir ton oluşturdu.)
  14. The calligraphy set came with several bottles of ink. (Kaligrafi seti birkaç şişe mürekkep ile birlikte geldi.)
  15. The inkjet printer uses liquid ink. (Mürekkep püskürtmeli yazıcı sıvı mürekkep kullanır.)
  16. The ink stained my fingers. (Mürekkep parmaklarımı lekeledi.)
  17. The typewriter ribbon needs to be changed, it’s running out of ink. (Daktilo şeridi değiştirilmeli, mürekkebi azalmış.)
  18. The author signed the book with a bold signature in black ink. (Yazar, kalın bir siyah mürekkeple cesur bir imza attı.)
  19. The artist used ink wash technique to create shading. (Sanatçı gölgelendirme oluşturmak için mürekkep yıkama tekniğini kullandı.)
  20. The pen exploded and spilled ink all over the paper. (Kalem patladı ve kağıdın üzerine mürekkep döküldü.)

Translation:

  1. Yazıcım için mürekkep almam lazım.
  2. Gömleğinin üzerine mürekkep döktü.
  3. Kaligrafi sanatçısı yazmadan önce kalemini mürekkebe batırdı.
  4. Kalemimdeki mürekkep bitiyor.
  5. Roman yazarı, kitabının kopyalarını dolma kalem ve mürekkeple imzaladı.
  6. Dövme sanatçısı tasarım için siyah mürekkep kullandı.
  7. Kağıda yanlışlıkla mürekkep bulaştırdım.
  8. Yazıcıdaki mürekkep azalmış.
  9. Mürekkep kartuşu değiştirilmeli.
  10. Bu belgedeki mürekkep soluyor.
  11. Mürekkep kurudu ve artık ıslak değil.
  12. Kalemin mürekkebi masayı lekeledi.
  13. Sanatçı farklı renklerde mürekkepleri karıştırarak benzersiz bir ton oluşturdu.
  14. Kaligrafi seti birkaç şişe mürekkep ile birlikte geldi.
  15. Mürekkep püskürtmeli yazıcı sıvı mürekkep kullanır.
  16. Mürekkep parmaklarımı lekeledi.
  17. Daktilo şeridi değiştirilmeli, mürekkebi azalmış.
  18. Yazar, kalın bir siyah mürekkeple cesur bir imza attı.
  19. Sanatçı gölgelendirme oluşturmak için mürekkep yıkama tekniğini kullandı.
  20. Kalem patladı ve kağıdın üzerine mürekkep döküldü.

Note: The translations may vary based on the context of the sentence.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.