İnk İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
İnk (noun) – Mürekkep
- I need to buy some ink for my printer. (Yazıcım için mürekkep almam lazım.)
- She spilled ink all over her shirt. (Gömleğinin üzerine mürekkep döktü.)
- The calligraphy artist dipped her pen in ink before writing. (Kaligrafi sanatçısı yazmadan önce kalemini mürekkebe batırdı.)
- The ink in my pen is running out. (Kalemimdeki mürekkep bitiyor.)
- The novelist signed copies of her book with a fountain pen and ink. (Roman yazarı, kitabının kopyalarını dolma kalem ve mürekkeple imzaladı.)
- The tattoo artist used black ink for the design. (Dövme sanatçısı tasarım için siyah mürekkep kullandı.)
- I accidentally smeared ink on the paper. (Kağıda yanlışlıkla mürekkep bulaştırdım.)
- The printer is low on ink. (Yazıcıdaki mürekkep azalmış.)
- The ink cartridge needs to be replaced. (Mürekkep kartuşu değiştirilmeli.)
- The ink on this document is fading. (Bu belgedeki mürekkep soluyor.)
- The ink has dried and is no longer wet. (Mürekkep kurudu ve artık ıslak değil.)
- The ink from the pen stained the desk. (Kalemin mürekkebi masayı lekeledi.)
- The artist mixed different colors of ink to create a unique shade. (Sanatçı farklı renklerde mürekkepleri karıştırarak benzersiz bir ton oluşturdu.)
- The calligraphy set came with several bottles of ink. (Kaligrafi seti birkaç şişe mürekkep ile birlikte geldi.)
- The inkjet printer uses liquid ink. (Mürekkep püskürtmeli yazıcı sıvı mürekkep kullanır.)
- The ink stained my fingers. (Mürekkep parmaklarımı lekeledi.)
- The typewriter ribbon needs to be changed, it’s running out of ink. (Daktilo şeridi değiştirilmeli, mürekkebi azalmış.)
- The author signed the book with a bold signature in black ink. (Yazar, kalın bir siyah mürekkeple cesur bir imza attı.)
- The artist used ink wash technique to create shading. (Sanatçı gölgelendirme oluşturmak için mürekkep yıkama tekniğini kullandı.)
- The pen exploded and spilled ink all over the paper. (Kalem patladı ve kağıdın üzerine mürekkep döküldü.)
Translation:
- Yazıcım için mürekkep almam lazım.
- Gömleğinin üzerine mürekkep döktü.
- Kaligrafi sanatçısı yazmadan önce kalemini mürekkebe batırdı.
- Kalemimdeki mürekkep bitiyor.
- Roman yazarı, kitabının kopyalarını dolma kalem ve mürekkeple imzaladı.
- Dövme sanatçısı tasarım için siyah mürekkep kullandı.
- Kağıda yanlışlıkla mürekkep bulaştırdım.
- Yazıcıdaki mürekkep azalmış.
- Mürekkep kartuşu değiştirilmeli.
- Bu belgedeki mürekkep soluyor.
- Mürekkep kurudu ve artık ıslak değil.
- Kalemin mürekkebi masayı lekeledi.
- Sanatçı farklı renklerde mürekkepleri karıştırarak benzersiz bir ton oluşturdu.
- Kaligrafi seti birkaç şişe mürekkep ile birlikte geldi.
- Mürekkep püskürtmeli yazıcı sıvı mürekkep kullanır.
- Mürekkep parmaklarımı lekeledi.
- Daktilo şeridi değiştirilmeli, mürekkebi azalmış.
- Yazar, kalın bir siyah mürekkeple cesur bir imza attı.
- Sanatçı gölgelendirme oluşturmak için mürekkep yıkama tekniğini kullandı.
- Kalem patladı ve kağıdın üzerine mürekkep döküldü.
Note: The translations may vary based on the context of the sentence.
Hemen Yorum Yaz