İnglorious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnglorious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Inglorious

İngilizce anlamı: utanç verici, şerefine yaraşmayan, rezil

İnglorious kelimesi cümle içinde aşağılayıcı bir anlam ifade eder ve genellikle olumsuz bir durumu veya olayı betimlemek için kullanılır.

  1. The athlete had an inglorious end to his career after he was caught doping. (Sporcu doping yaptığı için kariyerinin sonu utanç verici oldu.)

  2. The company’s inglorious reputation made it difficult to attract new investors. (Şirketin kötü ünü, yeni yatırımcıları çekmeyi zorlaştırdı.)

  3. The politician’s inglorious past made it hard for him to gain support from voters. (Politikacının utanç verici geçmişi, seçmenlerin desteğini kazanmasını zorlaştırdı.)

  4. The battle was an inglorious defeat for the army. (Savaş, ordu için utanç verici bir yenilgiydi.)

  5. The movie was an inglorious flop at the box office. (Film, gişede rezil bir başarısızlık oldu.)

  6. The dictator’s reign was marked by inglorious acts of violence against his own people. (Diktatörün saltanatı, kendi halkına karşı utanç verici şiddet eylemleriyle doluydu.)

  7. The singer’s inglorious behavior at the concert led to a lot of criticism from the media. (Şarkıcının konserdeki rezil davranışı, medyadan birçok eleştiri aldı.)

  8. The company’s inglorious safety record was exposed after a serious accident. (Ciddi bir kaza sonrasında şirketin kötü güvenlik sicili ortaya çıktı.)

  9. The team’s inglorious performance in the tournament disappointed their fans. (Takımın turnuvadaki kötü performansı, hayranlarını hayal kırıklığına uğrattı.)

  10. The novel’s inglorious ending left readers feeling unsatisfied. (Romanın utanç verici sonu, okuyucuları tatminsiz hissettirdi.)

  11. The politician’s inglorious remarks about minorities caused a public outcry. (Politikacının azınlıklarla ilgili utanç verici sözleri, halkta büyük tepkiye neden oldu.)

  12. The artist’s inglorious behavior backstage shocked his fans. (Sanatçının sahne arkasındaki rezil davranışı hayranlarını şaşırttı.)

  13. The company’s inglorious treatment of its employees led to a strike. (Şirketin çalışanlarına kötü muamelesi bir greve neden oldu.)

  14. The coach’s inglorious tactics during the game caused a lot of controversy. (Antrenörün oyun sırasında rezil taktikleri, birçok tartışmaya neden oldu.)

  15. The politician’s inglorious attempt to cover up the scandal only made things worse. (Politikacının skandalı örtbas etme çabası sadece işleri daha da kötüleştirdi.)

  16. The actor’s inglorious behavior

  1. The actor’s inglorious behavior on set caused him to be fired from the movie. (Aktörün setteki utanç verici davranışları, filmdeki işine son verilmesine neden oldu.)

  2. The team’s inglorious defeat was a bitter pill to swallow for their fans. (Takımın utanç verici yenilgisi, hayranları için acı bir tecrübe oldu.)

  3. The company’s inglorious history of environmental violations was exposed by a group of activists. (Çevresel ihlaller konusunda şirketin utanç verici tarihi, bir grup aktivist tarafından ortaya çıkarıldı.)

  4. The musician’s inglorious behavior at the awards ceremony caused a lot of embarrassment for his record label. (Müzisyenin ödül törenindeki rezil davranışı, plak şirketi için çok utanç vericiydi.)

  5. The author’s inglorious attempt to plagiarize another writer’s work tarnished his reputation. (Yazarın başka bir yazarın çalışmasını çalma girişimi, itibarını lekeledi.)

Türkçe Anlamları:

utanç verici, şerefsiz, şerefine yaraşmayan, övünülemez, onursuz, rezil, aşağılık, iğrenç, ayıp, çirkin, başarısız, düşük, alçak

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.