Brunt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Brunt İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Brunt Nedir?


Brunt, bir sürtünme veya çarpışma nedeniyle oluşan kuvvet veya etkidir.

Örnek Cümleler:


1. The brunt of the storm hit the coast, causing significant damage. (Fırtınanın şiddeti kıyıya çarptı ve büyük hasara neden oldu.)
2. The company had to bear the brunt of the economic downturn. (Şirket, ekonomik durgunluğun etkisini taşımak zorunda kaldı.)
3. The brunt of the criticism fell on the CEO. (Eleştirinin büyük bir kısmı CEO’nun üzerine düştü.)
4. The students bore the brunt of the teacher’s anger. (Öğrenciler, öğretmenin öfkesinin etkisini taşıdı.)
5. The soldiers took the brunt of the enemy’s attack. (Askerler, düşman saldırısının etkisini aldı.)
6. The economy is bearing the brunt of the pandemic. (Ekonomi, pandeminin etkisini taşıyor.)
7. The small business owners are feeling the brunt of the new tax laws. (Küçük işletme sahipleri, yeni vergi yasalarının etkisini hissediyor.)
8. The workers are bearing the brunt of the company’s cost-cutting measures. (İşçiler, şirketin maliyet azaltma önlemlerinin etkisini taşıyor.)
9. The poor are always the ones who bear the brunt of a crisis. (Fakirler her zaman bir krizin etkisini taşıyanlardır.)
10. The city’s infrastructure is taking the brunt of the population growth. (Şehrin altyapısı, nüfus artışının etkisini taşıyor.)
11. The quarterback took the brunt of the opposing team’s defense. (Oyun kurucu, rakip takımın savunmasının etkisini aldı.)
12. The citizens are bearing the brunt of the government’s austerity measures. (Vatandaşlar, hükümetin kemer sıkma önlemlerinin etkisini taşıyor.)
13. The environment is bearing the brunt of human activity. (Çevre, insan faaliyetlerinin etkisini taşıyor.)
14. The refugees are bearing the brunt of the war. (Mülteciler, savaşın etkisini taşıyorlar.)
15. The animals are bearing the brunt of deforestation. (Hayvanlar, orman tahribatının etkisini taşıyorlar.)
16. The teacher bore the brunt of the student’s misbehavior. (Öğretmen, öğrencinin kötü davranışlarının etkisini taşıdı.)
17. The company’s reputation bore the brunt of the scandal. (Şirketin itibarı, skandalın etkisini taşıdı.)
18. The commuters are bearing the brunt of the transportation strike. (Günlük işlerinde işe gidip gelenler, ulaşım grevinin etkisini taşıyorlar.)
19. The residents are bearing the brunt of the construction noise.

  1. The athlete bore the brunt of the injury during the game. (Sporcu, maç sırasında meydana gelen yaralanmanın etkisini taşıdı.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. Fırtınanın şiddeti kıyıya çarptı ve büyük hasara neden oldu.
  2. Şirket, ekonomik durgunluğun etkisini taşımak zorunda kaldı.
  3. Eleştirinin büyük bir kısmı CEO’nun üzerine düştü.
  4. Öğrenciler, öğretmenin öfkesinin etkisini taşıdı.
  5. Askerler, düşman saldırısının etkisini aldı.
  6. Ekonomi, pandeminin etkisini taşıyor.
  7. Küçük işletme sahipleri, yeni vergi yasalarının etkisini hissediyor.
  8. İşçiler, şirketin maliyet azaltma önlemlerinin etkisini taşıyor.
  9. Fakirler her zaman bir krizin etkisini taşıyanlardır.
  10. Şehrin altyapısı, nüfus artışının etkisini taşıyor.
  11. Oyun kurucu, rakip takımın savunmasının etkisini aldı.
  12. Vatandaşlar, hükümetin kemer sıkma önlemlerinin etkisini taşıyor.
  13. Çevre, insan faaliyetlerinin etkisini taşıyor.
  14. Mülteciler, savaşın etkisini taşıyorlar.
  15. Hayvanlar, orman tahribatının etkisini taşıyorlar.
  16. Öğretmen, öğrencinin kötü davranışlarının etkisini taşıdı.
  17. Şirketin itibarı, skandalın etkisini taşıdı.
  18. Günlük işlerinde işe gidip gelenler, ulaşım grevinin etkisini taşıyorlar.
  19. Sakinler, inşaat gürültüsünün etkisini taşıyorlar.
  20. Sporcu, maç sırasında meydana gelen yaralanmanın etkisini taşıdı.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.