İnflation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnflation İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Inflation (Enflasyon)

Inflation refers to the increase in the general level of prices of goods and services over a period of time.

Example sentences:

1. Inflation has been on the rise for the past few months, making it difficult for people to afford basic necessities. (Enflasyon, son birkaç aydır artış trendinde olup, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamalarını zorlaştırmaktadır.)

2. The government has announced measures to control inflation and stabilize the economy. (Hükümet, enflasyonu kontrol altına almak ve ekonomiyi istikrarlı hale getirmek için önlemler açıkladı.)

3. Rising costs of raw materials and transportation have contributed to the increase in inflation. (Ham madde ve taşıma maliyetlerinin artması, enflasyonun artışına katkıda bulunmuştur.)

4. The high inflation rate has resulted in lower purchasing power for consumers. (Yüksek enflasyon oranı, tüketicilerin satın alma gücünün azalmasına neden oldu.)

5. Central banks use various tools to manage inflation and maintain price stability. (Merkez bankaları, enflasyonu yönetmek ve fiyat istikrarını sağlamak için çeşitli araçlar kullanırlar.)

6. The cost of living has increased due to inflation, leading to a decrease in the standard of living for many people. (Yaşam maliyetleri enflasyon nedeniyle arttı, bu da birçok insanın yaşam standardının düşmesine neden oldu.)

7. Businesses may have to increase their prices to offset the effects of inflation on their costs. (İşletmeler, maliyetlerindeki enflasyon etkisini dengelemek için fiyatlarını artırmak zorunda kalabilirler.)

8. The government’s monetary policy can have a significant impact on the level of inflation in the economy. (Hükümetin para politikası, ekonomideki enflasyon düzeyi üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilir.)

9. Inflation can erode the value of savings and investments over time. (Zamanla enflasy

n, birikimleri ve yatırımların değerini azaltabilir.)

10. High levels of inflation can lead to social unrest and political instability. (Yüksek enflasyon seviyeleri, toplumsal huzursuzluğa ve siyasi istikrarsızlığa neden olabilir.)

11. The central bank may increase interest rates to combat inflation. (Merkez bankası, enflasyonla mücadele etmek için faiz oranlarını artırabilir.)

12. The effects of inflation are felt differently by different income groups. (Enflasyonun etkileri, farklı gelir grupları tarafından farklı şekillerde hissedilir.)

13. A hyperinflationary environment can lead to a breakdown of the entire economic system. (Aşırı enflasyon ortamı, tüm ekonomik sistemin çökmesine neden olabilir.)

14. Inflation expectations can influence the behavior of consumers and businesses. (Enflasyon beklentileri, tüketicilerin ve işletmelerin davranışlarını etkileyebilir.)

15. Governments may use price controls to manage inflation, but this can have unintended consequences. (Hükümetler, enflasyonu yönetmek için fiyat kontrolleri kullanabilirler, ancak bu istenmeyen sonuçlara neden olabilir.)

16. Inflation can lead to a decrease in international competitiveness for a country’s exports. (Enflasyon, bir ülkenin ihracatı için uluslararası rekabet gücünün azalmasına neden olabilir.)

17. The rate of inflation can vary widely between different countries and regions. (Enflasyon oranı, farklı ülkeler ve bölgeler arasında büyük farklılıklar gösterebilir.)

18. Wage increases may not keep up with the rate of inflation, leading to a decrease in real wages. (Maaş artışları, enflasyon oranıyla aynı hızda artmayabilir, bu da reel maaşların azalmasına neden olabilir.)

19. Inflation targeting is a monetary policy framework used by many central banks to manage inflation. (Enflasyon hedeflemesi, birçok merkez bankası tarafından enflasyonu yönetmek için kullanılan bir para politikası çerçevesidir.)

20. Inflation can lead to a redistribution of wealth from sav