Bristling İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bristling İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bristling Nedir?

Bristling, bir şeyin üzerinde sert veya sivri çıkıntılar olması veya bir kişinin kızgınlık veya öfke belirtisi olarak saçlarının kabarması anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. The cat’s fur was bristling as it saw the dog.
(Kedi köpeği görünce tüyleri kabardı.)
2. The hedgehog’s back was bristling with spines.
(Kirpi sırtı dikenlerle doluydu.)
3. The brush bristled with stiff bristles.
(Fırça sert kıllarla doluydu.)
4. The boy’s hair bristled with fear when he saw the ghost.
(Çocuğun hayaleti görünce saçları korkudan kabardı.)
5. The angry cat bristled at the sight of the mouse.
(Sinirli kedi, fareyi görünce kabardı.)
6. The chef bristled at the suggestion that he was using too much salt.
(Aşçı, çok fazla tuz kullandığı önerisiyle kızdı.)
7. The porcupine bristled its quills when it felt threatened.
(Kirpi, tehdit altında hissettiğinde dikenlerini kabarttı.)
8. The soldier’s hair bristled with excitement as he prepared for battle.
(Asker savaşa hazırlanırken heyecanla saçları kabardı.)
9. The angry bull bristled and snorted at the matador.
(Sinirli boğa matadora karşı kabardı ve homurdandı.)
10. The horse’s mane was bristling in the wind.
(Atın yeleleri rüzgarda kabarıyordu.)
11. The old man bristled at the suggestion that he was too old to drive.
(Yaşlı adam arabayı kullanmak için çok yaşlı olduğu önerisine kızdı.)
12. The soldier’s gun bristled with ammunition.
(Askerin silahı mühimmatla doluydu.)
13. The cactus was bristling with thorns.
(Kaktüs dikenlerle doluydu.)
14. The man’s beard bristled with anger.
(Adamın sakalı öfkeyle kabardı.)
15. The hedgehog bristled its quills in defense.
(Kirpi kendisini savunmak için dikenlerini kabarttı.)
16. The lion’s mane was bristling as it prepared to roar.
(Aslan kükremeye hazırlanırken yeleleri kabardı.)
17. The chef bristled when he was criticized for his cooking.
(Aşçı yemeklerini eleştirildiğinde kızdı.)
18. The angry customer bristled at the poor service.
(Sinirli müşteri kötü hizmete kızdı.)
19. The dog’s fur bristled when it saw the mailman.
(Köpeğin post

manı görünce tüyleri kabardı.)
20. The sea was bristling with whitecaps in the strong wind.
(Güçlü rüzgarda deniz beyaz köpüklerle kabarıyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.