Bristle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bristle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bristle (tüylü)

Bristle, tüylü veya sert kılları olan bir nesneyi veya yüzeyi tanımlar. Aşağıda, “bristle” kelimesinin kullanımına örnekler bulabilirsiniz:

1. The bristles on this brush are too hard for my sensitive scalp. (Bu fırçadaki tüyler hassas saç derim için çok sert.)
2. He brushed his teeth with a toothbrush that had soft bristles. (O, yumuşak tüylere sahip bir diş fırçasıyla dişlerini fırçaladı.)
3. The cat’s bristled fur made it look larger than it actually was. (Kedinin tüylü kürkü, gerçekten olduğundan daha büyük görünmesini sağladı.)
4. The horse bristled its mane when it saw the other horses in the field. (At, tarlada diğer atları görünce, yelelerini kabarttı.)
5. The artist used a bristled brush to create a textured effect on the canvas. (Sanatçı, tuval üzerinde dokulu bir etki yaratmak için tüylü bir fırça kullandı.)
6. The bristled surface of the tennis racket helps players grip the ball better. (Tenis raketi üzerindeki tüylü yüzey, oyuncuların topu daha iyi kavramasına yardımcı olur.)
7. The dog’s bristled hackles showed that it was feeling threatened. (Köpeğin tüylü kamburları, tehdit altında olduğunu gösterdi.)
8. She used a bristled brush to scrub the grime off the tile floor. (O, seramik zemindeki kirleri çıkarmak için tüylü bir fırça kullandı.)
9. The porcupine’s bristled quills are its primary defense mechanism. (Kirpi’nin tüylü dikenleri, ana savunma mekanizmasıdır.)
10. The bristled texture of the wallpaper gave the room a cozy feel. (Duvar kağıdının tüylü dokusu, odaya sıcak bir his verdi.)
11. He couldn’t stand the bristled feeling of the wool sweater against his skin. (Yün kazakla cildine dokunan tüylü hisse dayanamadı.)
12. The artist’s bristled paintbrush left bold strokes on the canvas. (Sanatçının tüylü boya fırçası, tuval üzerinde kalın çizgiler bıraktı.)
13. The bristled edge of the pastry cutter made it easy to cut through the dough. (Hamur kesici’nin tüylü kenarı, hamurun kolayca kesilmesini sağladı.)
14. The toothbrush bristles were worn down from daily use. (Diş fırçasının tüyleri günlük kullanımdan dolayı aşındı.)
15. The bristled leaves of the cactus protected it from predators. (Kaktüsün tüylü yaprakları, onu avcılardan korudu.)
16. The bristled hairbrush detangled her knotted hair. (Tüyl

saç fırçası, düğümlü saçlarını çözdü.)
17. The bristled broom swept the debris off the floor. (Tüylü süpürge, zemindeki enkazı süpürdü.)

18. The bristled bristles of the hedgehog protected it from danger. (Kirpi’nin tüylü kılları, onu tehlikeden korudu.)
19. The painter used a bristled roller to apply the textured paint to the wall. (Ressam, dokulu boya uygulamak için tüylü bir rulo kullandı.)
20. The bristled wire brush removed the rust from the metal surface. (Tüylü tel fırça, metal yüzeydeki pası çıkardı.)

---

Türkçe anlamları:

• tüylü, kıllı, sert tüylere sahip olan

İngilizce cümleler:

• The bristles on this brush are too hard for my sensitive scalp.
• He brushed his teeth with a toothbrush that had soft bristles.
• The cat’s bristled fur made it look larger than it actually was.
• The horse bristled its mane when it saw the other horses in the field.
• The artist used a bristled brush to create a textured effect on the canvas.
• The bristled surface of the tennis racket helps players grip the ball better.
• The dog’s bristled hackles showed that it was feeling threatened.
• She used a bristled brush to scrub the grime off the tile floor.
• The porcupine’s bristled quills are its primary defense mechanism.
• The bristled texture of the wallpaper gave the room a cozy feel.
• He couldn’t stand the bristled feeling of the wool sweater against his skin.
• The artist’s bristled paintbrush left bold strokes on the canvas.
• The bristled edge of the pastry cutter made it easy to cut through the dough.
• The toothbrush bristles were worn down from daily use.
• The bristled leaves of the cactus protected it from predators.
• The bristled hairbrush detangled her knotted hair.
• The bristled broom swept the debris off the floor.
• The bristled bristles of the hedgehog protected it from danger.
• The painter used a bristled roller to apply the textured paint to the wall.
• The bristled wire brush removed the rust from the metal surface.