İnflammable-İnflammatory İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnflammable-İnflammatory İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnflammable / Flammable (Alevlenebilir) :

İnflammable ve Flammable, aynı anlama gelen ve tehlikeli, yanıcı maddelerle ilgili bir terimdir.

  1. Gasoline is highly inflammable. (Benzin son derece yanıcıdır.)
  2. The lab was filled with inflammable chemicals. (Laboratuvar, yanıcı kimyasallarla doluydu.)
  3. Please do not smoke near inflammable materials. (Lütfen yanıcı malzemelerin yanında sigara içmeyin.)
  4. The building caught fire because of the inflammable insulation. (Bina, yanıcı yalıtım nedeniyle alev aldı.)
  5. We need to store these inflammable liquids in a safe place. (Bu yanıcı sıvıları güvenli bir yere depolamamız gerekiyor.)
  6. The storage room contains several inflammable substances. (Depo odasında birkaç yanıcı madde bulunuyor.)
  7. It is important to wear protective gear when handling inflammable materials. (Yanıcı malzemeleri işlerken koruyucu giysi giymek önemlidir.)
  8. The warning sign clearly states that the area is highly inflammable. (Uyarı işareti, bölgenin son derece yanıcı olduğunu açıkça belirtir.)
  9. The factory was shut down due to the use of inflammable materials. (Fabrika, yanıcı malzemelerin kullanımı nedeniyle kapatıldı.)
  10. The storage facility has strict rules regarding the storage of inflammable substances. (Depolama tesisi, yanıcı maddelerin depolanmasıyla ilgili sıkı kurallara sahiptir.)
  11. The firefighter was injured while trying to extinguish the fire caused by the inflammable material. (Yangına, yanıcı madde nedeniyle söndürmeye çalışırken itfaiyeci yaralandı.)
  12. The safety guidelines clearly state that smoking is prohibited near inflammable materials. (Güvenlik kuralları, yanıcı malzemelerin yanında sigara içmenin yasak olduğunu açıkça belirtir.)
  13. The storage containers are specifically designed to prevent any leaks of inflammable liquids. (Depolama konteynerleri, yanıcı sıvıların sızmasını önlemek için özel olarak tasarlanmıştır.)
  14. The workers were trained on how to handle inflammable materials safely. (İşçiler, yanıcı malzemeleri nasıl güvenli bir şekilde işleyecekleri konusunda eğitildiler.)
  15. The building code requires that inflammable materials be stored in a separate, fireproof room. (Bina yönetmeliği, yanıcı malzemelerin ayrı bir yangına dayanıklı odada depolanmasını gerektirir.)
  16. The firefighters were able to contain the fire before it spread to the inflammable storage area. (İtfaiyeciler, yangının yanıcı depolama alanına yayılmadan önce kontrol altına almayı başardılar.)
  17. The truck carrying inflammable materials overturned on the highway, causing a major accident. (Yanıcı malzemeler taşıyan kamyon, ana yolda devrildi ve büyük bir kazaya neden oldu.)
  18. The workers

had to evacuate the building due to the presence of inflammable gases. (İşçiler, yanıcı gazların varlığı nedeniyle binayı tahliye etmek zorunda kaldılar.)
19. The fire department conducts regular inspections of businesses that handle inflammable materials. (İtfaiye, yanıcı malzemeleri işleyen işletmelerin düzenli denetimlerini yapar.)

  1. The company was fined for not following proper safety procedures when working with inflammable substances. (Şirket, yanıcı maddelerle çalışırken uygun güvenlik prosedürlerini takip etmediği için para cezasına çarptırıldı.)

Inflammatory (İltihaplı) :

Inflammatory, vücudun iltihaplanma süreciyle ilgili bir terimdir.

  1. The patient’s inflammatory response was causing swelling and redness in the affected area. (Hastanın iltihaplanma tepkisi, etkilenen bölgede şişme ve kızarıklığa neden oluyordu.)
  2. The doctor prescribed an anti-inflammatory medication to reduce the patient’s symptoms. (Doktor, hastanın semptomlarını azaltmak için bir iltihap önleyici ilaç yazdı.)
  3. Inflammatory bowel disease is a chronic condition that affects the digestive system. (İltihaplı bağırsak hastalığı, sindirim sistemi üzerinde etkili olan kronik bir durumdur.)
  4. The inflammatory response is a natural part of the body’s immune system. (İltihaplanma tepkisi, vücudun bağışıklık sisteminin doğal bir parçasıdır.)
  5. The test results showed elevated levels of inflammatory markers in the patient’s blood. (Test sonuçları, hastanın kanında yüksek düzeyde iltihap belirteçleri olduğunu gösterdi.)
  6. The doctor recommended a diet that is low in inflammatory foods for the patient with rheumatoid arthritis. (Doktor, romatoid artrit hastası için iltihaplı gıdalardan düşük bir diyet önerdi.)
  7. Chronic inflammation can lead to a range of health problems, including heart disease and diabetes. (Kronik iltihaplanma, kalp hastalığı ve diyabet de dahil olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.)
  8. The inflammatory response can be triggered by a variety of factors, including infection and injury. (İltihaplanma tepkisi, enfeksiyon ve yaralanma gibi çeşitli faktörler tarafından tetiklenebilir.)
  9. The patient’s inflammatory condition required long-term treatment and monitoring. (Hastanın iltihaplı durumu, uzun süreli tedavi ve takip gerektirdi.)
  10. The doctor advised the patient to avoid activities that may exacerbate their inflammatory condition. (Doktor, hastanın iltihaplı durumunu kötüleştirebilecek aktivitelerden kaçınmasını önerdi.)
  11. The inflammatory response can cause pain, swelling, and loss of function in the affected area. (İltihaplanma tepkisi, etkilenen bölgede ağrı, şişme

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.