İnfernal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Infernal: Cehenneme ait, şeytani veya son derece kötü anlamına gelen sıfat
- The infernal heat made it impossible to stay outside for long. (Cehennem gibi olan sıcaklık dışarda uzun süre kalmayı imkansız kıldı.)
- The infernal noise of the construction work was driving me crazy. (Yapı çalışmalarının şeytani gürültüsü beni deli ediyordu.)
- The infernal creature stared at me with its glowing eyes. (Cehennemden gelmiş gibi olan yaratık parlayan gözleriyle bana baktı.)
- He had an infernal temper that made everyone afraid of him. (Herkesi korkutan şeytani bir öfkesi vardı.)
- The infernal smell of sulfur filled the air. (Hava sülfürün şeytani kokusuyla doldu.)
- The infernal machine kept beeping, signaling that it was out of order. (Arızalı olduğunu belirten şeytani makine sürekli çınlıyordu.)
- The infernal traffic jam made me miss my flight. (Cehennem gibi olan trafik sıkışıklığı uçuşumu kaçırmama neden oldu.)
- The infernal pain in my tooth made it impossible to eat. (Dişimdeki şeytani ağrı yemek yememi imkansız kıldı.)
- The infernal wind was so strong that it knocked down trees. (Cehennemden gelmiş gibi olan rüzgar o kadar güçlüydü ki ağaçları devirdi.)
- The infernal plot of the movie was too complex for me to follow. (Filmin şeytani kurgusu benim takip etmem için çok karmaşıktı.)
- His infernal sense of humor was not appreciated by everyone. (Herkes tarafından takdir edilmeyen şeytani bir espri anlayışı vardı.)
- The infernal darkness of the cave made it hard to see anything. (Mağaranın şeytani karanlığı her şeyi görmeyi zorlaştırdı.)
- The infernal music was so loud that it made my ears hurt. (Müzik o kadar yüksek sesle çalıyordu ki kulaklarım acıdı.)
- The infernal virus spread rapidly, infecting thousands of people. (Şeytani virüs hızla yayıldı ve binlerce insanı enfekte etti.)
- The infernal humidity made the air feel heavy and suffocating. (Nefes almaya bile zorlayan şeytani nem havayı ağırlaştırdı.)
- The infernal complexity of the problem required a team of experts to solve it. (Sorunun şeytani karmaşıklığı çözmek için bir uzman ekibi gerektirdi.)
- The infernal politics of the office made it hard to get anything done. (Ofisteki şeytani siyaset her şeyin yapılmasını zorlaştırdı.)
- The infernal brightness of the sun was too much for my sensitive eyes.
- The infernal taste of the food made me want to vomit. (Yemeğin şeytani tadı kusmak istememe neden oldu.)
- The infernal power of the storm knocked out electricity for days. (Fırtınanın şeytani gücü elektriği günlerce kesmişti.)
(Note: “Infernal” is a somewhat strong and dramatic word, so it’s not appropriate for every situation. It’s important to use appropriate language and tone for the context.)
Hemen Yorum Yaz