İnescapable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnescapable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnescapable

İnescapable kelimesi Türkçede “kaçınılmaz” anlamına gelir.

1. The fact that we all age is inescapable. (Hepimizin yaşlanması kaçınılmaz bir gerçektir.)
2. It was an inescapable conclusion. (Bu kaçınılmaz bir sonuçtu.)
3. Death is an inescapable fact of life. (Ölüm hayatın kaçınılmaz bir gerçeğidir.)
4. Failure is inescapable in some situations. (Bazı durumlarda başarısızlık kaçınılmazdır.)
5. The inescapable truth is that we need to make changes. (Kaçınılmaz gerçek şu ki, değişiklikler yapmamız gerekiyor.)
6. His fate was inescapable. (Onun kaderi kaçınılmazdı.)
7. The consequences of climate change are inescapable. (İklim değişikliğinin sonuçları kaçınılmazdır.)
8. Time is inescapable. (Zaman kaçınılmazdır.)
9. Inescapable problems require innovative solutions. (Kaçınılmaz sorunlar yenilikçi çözümler gerektirir.)
10. The inescapable conclusion was that we had to start over. (Kaçınılmaz sonuç, yeniden başlamamız gerektiği idi.)
11. The inescapable reality is that we are running out of resources. (Kaçınılmaz gerçek, kaynaklarımızın tükenmekte olduğudur.)
12. The inescapable truth is that we cannot do it alone. (Kaçınılmaz gerçek şu ki, yalnız başımıza yapamayız.)
13. The inescapable fate of all living beings is death. (Tüm canlıların kaçınılmaz kaderi ölümdür.)
14. The inescapable conclusion was that we needed to invest more in education. (Kaçınılmaz sonuç, daha fazla eğitime yatırım yapmamız gerektiğiydi.)
15. It is inescapable that technology is changing the way we live. (Teknolojinin yaşam tarzımızı değiştirdiği kaçınılmazdır.)
16. The inescapable truth is that we need to take action now. (Kaçınılmaz gerçek şu ki, şimdi harekete geçmemiz gerekiyor.)
17. The inescapable fact is that we are all interconnected. (Kaçınılmaz gerçek şu ki, hepimiz bağlantılıyız.)
18. The inescapable conclusion was that we needed to improve communication. (Kaçınılmaz sonuç, iletişimi iyileştirmemiz gerektiğiydi.)
19. The inescapable truth is that we cannot ignore the problem any longer. (Kaçınılmaz gerçek şu ki, artık sorunu görmezden gelemeyiz.)
20. The inescapable fate of all empires is decline and fall. (Tüm imparatorlukların kaçınılmaz kaderi

gerileme ve çöküşleridir.)