İneffectually İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İneffectually İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İneffectually ne demek?

İneffectually, İngilizcede “etkisiz bir şekilde” veya “başarısız bir şekilde” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. She tried ineffectually to fix the broken vase.

    (Kırık vazoyu düzeltmeye etkisiz bir şekilde çalıştı.)

  2. The team worked ineffectually to meet the deadline.

    (Ekip, son teslim tarihine yetişmek için etkisiz bir şekilde çalıştı.)

  3. He ineffectually tried to impress the girl with his jokes.

    (Şakalarıyla kızı etkilemeye etkisiz bir şekilde çalıştı.)

  4. She ineffectually attempted to open the jammed window.

    (Sıkışan pencereyi açmaya etkisiz bir şekilde çalıştı.)

  5. The medicine was ineffectually prescribed for her condition.

    (İlaç, durumuna etkisiz bir şekilde reçete edildi.)

  6. The salesman ineffectually tried to sell his product to the customer.

    (Satıcı, müşteriye ürününü etkisiz bir şekilde satmaya çalıştı.)

  7. The dog barked ineffectually at the stranger.

    (Köpek, yabancıya etkisiz bir şekilde havladı.)

  8. He argued ineffectually with his boss over the new project.

    (Yeni proje hakkında patronuyla etkisiz bir şekilde tartıştı.)

  9. The politician spoke ineffectually about his plans for the country.

    (Politikacı, ülke için planları hakkında etkisiz bir şekilde konuştu.)

  10. She searched ineffectually for her lost keys.

    (Kaybolan anahtarlarını etkisiz bir şekilde aradı.)

  11. The student studied ineffectually for the exam and failed.

    (Sınav için etkisiz bir şekilde çalıştı ve başarısız oldu.)

  12. The company marketed its product ineffectually and didn’t see any profits.

    (Şirket, ürününü etkisiz bir şekilde pazarladı ve hiçbir kar elde etmedi.)

  13. The singer sang ineffectually and was booed off the stage.

    (Şarkıcı etkisiz bir şekilde şarkı söyledi ve sahneden y

    erden boo edildi.)

  14. The athlete trained ineffectually and didn’t make it to the finals.

    (Sporcu etkisiz bir şekilde antrenman yaptı ve finallere çıkamadı.)

  15. The chef cooked ineffectually and the food turned out to be inedible.

    (Şef etkisiz bir şekilde yemek pişirdi ve yemek yenemez hale geldi.)

  16. The company’s marketing campaign failed ineffectually.

    (Şirketin pazarlama kampanyası etkisiz bir şekilde başarısız oldu.)

  17. The team ineffectually attempted to score a goal in the final minute.

    (Ekip, son dakikada gol atmaya etkisiz bir şekilde çalıştı.)

  18. The actor ineffectually tried to remember his lines on stage.

    (Oyuncu, sahnede repliklerini hatırlamaya etkisiz bir şekilde çalıştı.)

  19. The teacher ineffectually tried to keep the class quiet during the exam.

    (Öğretmen, sınav sırasında sınıfı sessiz tutmaya etkisiz bir şekilde çalıştı.)

  20. The company’s new product launch was handled ineffectually.

    (Şirketin yeni ürün lansmanı etkisiz bir şekilde yönetildi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.