Brass İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Brass İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Brass

Brass, sarı renkli bir alaşımdır ve genellikle müzik aletleri, dekoratif nesneler ve mutfak gereçleri yapımında kullanılır.

Örnek cümleler:

1. I love the sound of brass instruments in an orchestra. (Orkestradaki bakır üflemeli çalgıların sesini seviyorum.)
2. The doorknob is made of brass. (Kapı tokmağı pirinçten yapılmış.)
3. Brass is an alloy of copper and zinc. (Pirinç, bakır ve çinko alaşımıdır.)
4. She polished the brass candlesticks until they shone. (O, bakır mumlukları parlayana kadar parlatmıştı.)
5. The brass section of the band played a beautiful melody. (Grubun pirinç bölümü güzel bir melodi çaldı.)
6. The antique lamp was made of brass and had intricate designs. (Antika lamba pirinçten yapılmıştı ve karmaşık tasarımlara sahipti.)
7. Brass utensils are commonly used in Indian households. (Pirinç mutfak gereçleri Hindistan’da yaygın olarak kullanılır.)
8. The door handle was tarnished, but it still looked elegant because of the brass. (Kapı kolu lekeliydi, ama yine de bakır sayesinde zarif görünüyordu.)
9. The marching band’s brass section was the highlight of the parade. (Yürüyen müzik grubunun pirinç bölümü geçit töreninin en önemli noktasıydı.)
10. He engraved his initials on the brass plaque. (Pirinç levhaya inisyalini kazımıştı.)
11. Brass statues are popular souvenirs in many tourist destinations. (Pirinç heykeller birçok turistik yerde popüler hatıra eşyasıdır.)
12. The brass bells chimed loudly from the church tower. (Kilise kulesinden bakır çanlar yüksek sesle çaldı.)
13. The kitchen faucet was replaced with a new brass one. (Mutfak musluğu yeni bir bakır olanla değiştirildi.)
14. The brass nameplate on his office door was polished and shiny. (Ofis kapısındaki bakır isim plakası parlatılmış ve parlaktı.)
15. Brass is a popular material for making door knockers. (Pirinç kapı tokmakları yapmak için popüler bir malzemedir.)
16. The antique store had a beautiful brass chandelier hanging from the ceiling. (Antika dükkanında tavana asılmış güzel bir pirinç avize vardı.)
17. The brass band played a cheerful tune at the wedding reception. (Pirinç bandosu düğün resepsiyonunda neşeli bir şarkı çaldı.)
18. The intricate brass design on the jewelry box was stunning. (Mücevher kutusundaki karmaşık bakır tasarımı muhteşemdi.)
19. The brass buttons on the military uniform added a touch of elegance. (Askeri üniformadaki bakır düğmeler zarafet kattı.)
20. She collected brass figur

ines from around the world and displayed them on her shelves. (Dünya çapındaki pirinç figürlerini topladı ve raflarında sergiledi.)

(Tüm örnek cümleler Türkçe anlamlarıyla birlikte verilmiştir.)