Brat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Brat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Brat

Brat, Türkçe’de “erkek kardeş” anlamına gelen bir İngilizce kelime. Aşağıda Brat kelimesinin İngilizce cümle içinde kullanıldığı 20 örnek cümle bulunmaktadır.

  1. My brat brother always breaks my toys. (Küçük kardeşim her zaman oyuncaklarımı kırar.)
  2. He’s just a spoiled brat. (O sadece şımarık bir çocuk.)
  3. I have a brat of a roommate who never cleans up after himself. (Kendisinden sonra hiçbir zaman temizlik yapmayan bir ev arkadaşım var.)
  4. My bratty little sister always gets her way. (Küçük şımarık kız kardeşim her zaman istediğini elde eder.)
  5. He acted like a brat when he didn’t get his way. (İstediğini elde edemediğinde şımarık gibi davrandı.)
  6. The brats were causing a lot of trouble at the park. (Şımarık çocuklar parkta birçok soruna neden oluyorlardı.)
  7. I was such a brat when I was younger. (Daha gençken çok şımarıktım.)
  8. She’s a little brat, but we love her anyway. (O küçük bir şımarık, ama yine de onu seviyoruz.)
  9. I have a brat pack of friends who always get into trouble together. (Her zaman birlikte sorun çıkaran bir arkadaş grubum var.)
  10. He’s always acting like a brat when he doesn’t get his way. (İstediğini alamadığında her zaman şımarık gibi davranır.)
  11. She was such a brat when she was younger, but she’s grown up a lot since then. (Daha gençken o kadar şımarıktı, ama o zamandan beri çok olgunlaştı.)
  12. The little brat refused to share his toys with the other kids. (Küçük şımarık diğer çocuklarla oyuncaklarını paylaşmayı reddetti.)
  13. I hate it when my little sister acts like a brat. (Küçük kız kardeşimin şımarık gibi davranmasından nefret ediyorum.)
  14. He’s always been a bit of a brat, but he’s starting to grow out of it. (Her zaman biraz şımarık olmuştur, ama artık büyüyor.)
  15. The bratty kids at the playground were driving the other parents crazy. (Oyun parkındaki şımarık çocuklar diğer ebeveynleri delirtiyordu.)
  16. My bratty little cousin always demands attention. (Küçük şımarık kuzenim her zaman ilgi istiyor.)
  17. He acted like a brat when he didn’t get the toy he wanted. (İstediği oyuncak alamayınca şımarık gibi davrandı.)
  18. The little brat threw a tantrum when his ice cream fell on the ground. (Küçük şımarık dondurması yere düştüğünde ö

fkeli bir şekilde tepki gösterdi.)
19. I have to deal with a bunch of brats at my job as a teacher. (Öğretmen olarak işimde bir sürü şımarıkla uğraşmam gerekiyor.)

  1. My brat of a boss never listens to anyone else’s ideas. (Kendisinden başka kimseyi dinlemeyen şımarık patronum var.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.