İndigestible İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İndigestible İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İndigestible

İndigestible, Türkçe karşılığı hazmedilemez olan, sindirilemeyen bir kelime olarak kullanılır. Bu kelime, insan vücudu tarafından sindirilemeyen yiyecekler ya da maddeler için de kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. Fiber is an indigestible material that helps regulate digestion. (Lif, sindirilemeyen bir materyaldir ve sindirimi düzenlemeye yardımcı olur.)
  2. The shell of the nut is indigestible and often passes through the body undigested. (Fındığın kabuğu hazmedilemezdir ve genellikle sindirilmeden vücuttan geçer.)
  3. The medication contains indigestible ingredients that can cause stomach discomfort. (İlaç hazmedilemez bileşenler içerir ve bu nedenle mide rahatsızlığına neden olabilir.)
  4. Some people are intolerant to lactose, which makes milk indigestible for them. (Bazı insanlar laktoza karşı intoleranslıdır, bu nedenle sütleri sindirilemez.)
  5. The dog swallowed a bone that was indigestible and caused a blockage in its digestive system. (Köpek, sindirilemeyen bir kemik yuttu ve sindirim sisteminde tıkanmaya neden oldu.)
  6. The fruit peel is often indigestible and should be removed before eating. (Meyve kabuğu genellikle hazmedilemez ve yemeden önce çıkarılmalıdır.)
  7. The high fiber content in vegetables makes them slightly indigestible for some people. (Sebzelerdeki yüksek lif içeriği, bazı insanlar için hafifçe hazmedilemez hale getirir.)
  8. Some people find red meat to be indigestible and prefer to eat white meat. (Bazı insanlar, kırmızı etin hazmedilemez olduğunu düşünür ve beyaz et yemeyi tercih ederler.)
  9. The medication was difficult to swallow due to the large size and indigestible coating. (İlaç, büyük boyutu ve hazmedilemez kaplaması nedeniyle yutması zordu.)
  10. The seeds of the fruit are often indigestible and can cause discomfort if swallowed whole. (Meyvenin tohumları genellikle hazmedilemezdir ve tümüyle yutulursa rahatsızlık hissi yaratabilir.)
  11. Some people find certain types of nuts to be indigestible and avoid eating them. (Bazı insanlar, belirli türdeki fındıkların hazmedilemez olduğunu düşünür ve yemekten kaçınırlar.)
  12. The shellfish contains a tough, indigestible shell that must be removed before cooking. (Deniz ürünleri, çıkarılmadan önce pişirmeden önce çıkarılması gereken sert, hazmedilemez bir kabuk içerir.)
  13. The medication was ineffective due to the indigestible form in which it was taken. (İlaç, alındığı hazmedilemeyen form nedeniyle etkisizdi.)
  14. Certain vegetables

contain indigestible carbohydrates that can cause bloating and discomfort. (Belirli sebzeler hazmedilemeyen karbonhidratlar içerir ve şişkinliğe ve rahatsızlığa neden olabilir.)
15. The patient’s diet consisted mostly of indigestible foods, causing digestive issues. (Hastanın diyeti çoğunlukla hazmedilemeyen yiyeceklerden oluşuyordu, bu da sindirim sorunlarına neden oldu.)

  1. The packaging on the food product stated that it contained no indigestible ingredients. (Gıda ürününün ambalajında, hazmedilemeyen hiçbir bileşen içermediği belirtiliyordu.)
  2. Some people find that certain types of grains are indigestible and cause discomfort. (Bazı insanlar, belirli türdeki tahılların hazmedilemez olduğunu ve rahatsızlığa neden olduğunu düşünürler.)
  3. The supplement contained a high amount of indigestible fillers, causing digestive discomfort. (Ek, sindirilemeyen dolgu maddeleri içerdiği için sindirim rahatsızlığına neden oldu.)
  4. The child swallowed a small toy that was indigestible and had to be removed surgically. (Çocuk, hazmedilemeyen küçük bir oyuncak yuttu ve cerrahi müdahale ile çıkarılması gerekti.)
  5. Some people find that spicy foods are indigestible and cause heartburn and stomach discomfort. (Bazı insanlar, baharatlı yiyeceklerin hazmedilemez olduğunu ve yanma hissi ve mide rahatsızlığına neden olduğunu düşünürler.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.