İnconceivable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnconceivable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnconceivable Nedir?

İnconceivable kelimesi, “akıl almaz”, “inanılmaz”, “anlaşılmaz” anlamlarına gelen bir sıfattır. Bir şeyin ya da durumun anlaşılması ya da hayal edilmesi mümkün olmayan bir şekilde olduğunu ifade eder.

Örnek Cümleler:

  1. It is inconceivable that he would just give up like that. (O, sadece böyle pes edeceğini düşünmek bile inanılmaz.)
  2. The idea of traveling to space was once inconceivable to people. (Uzaya seyahat etme fikri insanlara bir zamanlar akıl almaz geliyordu.)
  3. It’s inconceivable that she would betray us. (O, bizi ihanet etmesi imkansız.)
  4. The amount of money he spent on that car is inconceivable to me. (O araca harcadığı para benim için akıl almaz bir rakam.)
  5. The idea that he could have killed his own brother is inconceivable. (Kendi kardeşini öldürebileceği fikri anlaşılmaz.)
  6. It is inconceivable to me that someone could enjoy hurting others. (Başkalarını incitmekten zevk alabileceği fikri benim için anlaşılmaz.)
  7. The thought of swimming with sharks is inconceivable to me. (Köpek balıklarıyla yüzmek fikri benim için akıl almaz.)
  8. It’s inconceivable to me how someone could be so selfish. (Birinin bu kadar bencil olabileceği fikri benim için anlaşılmaz.)
  9. It is inconceivable that the government would allow such corruption. (Hükümetin böyle bir yolsuzluğa izin vermesi inanılmaz.)
  10. The scale of the universe is inconceivable to the human mind. (Evrenin büyüklüğü insan aklı için anlaşılmaz.)
  11. It’s inconceivable that he would be capable of such cruelty. (O, böyle bir zalimliğe muktedir olabileceği inanılmaz.)
  12. The idea of not having access to clean water is inconceivable to many of us. (Temiz suya erişimin olmaması fikri birçokımız için anlaşılmaz.)
  13. It is inconceivable that someone could survive a fall from such a height. (Böyle bir yükseklikten düşerek hayatta kalabileceği fikri inanılmaz.)
  14. The fact that they didn’t prepare for the storm is inconceivable to me. (Fırtınaya hazırlıklı olmamaları benim için akıl almaz.)
  15. It’s inconceivable that she could have won the race with a broken leg. (Kırık bir bacakla yarışı kazanabileceği fikri inanılmaz.)
  16. The idea of living without electricity is inconceivable to many people in the modern world. (Elektriksiz yaşamak fikri modern dünyadaki birçok insan için anlaşı
  1. It is inconceivable that anyone could be so ignorant of basic human rights. (Temel insan haklarından bu kadar habersiz olunabileceği fikri akıl almaz.)
  2. The thought of not being able to communicate with others is inconceivable to me. (Başkalarıyla iletişim kuramama fikri benim için anlaşılmaz.)
  3. It’s inconceivable that they would cancel the project after so much investment. (Birçok yatırım yaptıktan sonra projeyi iptal etmeleri inanılmaz.)
  4. The idea of living without love is inconceivable to many people. (Sevgisiz yaşamak fikri birçok insan için akıl almaz.)

Bu örnek cümlelerde, “inconceivable” kelimesi anlamı gereği birçok farklı durumda kullanılmıştır. İnsanların hayal gücünün ötesinde, anlaşılmaz ya da inanılmaz durumları ifade etmek için kullanılan bu kelime, cümlelerde vurgulanması istenen noktalara dikkat çekmek için renkli yazı etiketleriyle belirgin hale getirilebilir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.