Settle A Dispute İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Settle A Dispute İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Settle a dispute: Anlamı ve Açıklaması

Settle a dispute İngilizce bir ifade olup “bir anlaşmazlığı çözmek” anlamına gelir. Bu ifade genellikle iki veya daha fazla kişi arasındaki bir anlaşmazlığı çözmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. We need to settle this dispute before it gets out of hand. (Bu anlaşmazlığı büyümeden önce çözmeliyiz.)
2. The two companies have finally settled their dispute. (İki şirket sonunda anlaşmazlıklarını çözdüler.)
3. I hope we can settle this dispute amicably. (Umarım bu anlaşmazlığı dostça bir şekilde çözebiliriz.)
4. We need a mediator to help us settle this dispute. (Bu anlaşmazlığı çözmek için bir arabulucuya ihtiyacımız var.)
5. The judge helped the two parties settle their dispute. (Hakim, iki tarafın anlaşmazlıklarını çözmelerine yardımcı oldu.)
6. The union and the management were able to settle their dispute peacefully. (Sendika ve yönetim, anlaşmazlıklarını barışçıl bir şekilde çözebildiler.)
7. We need to settle this dispute once and for all. (Bu anlaşmazlığı bir kere ve her şeyiyle çözmeliyiz.)
8. The lawyers are working to settle the dispute out of court. (Avukatlar, mahkeme dışında anlaşmazlığı çözmek için çalışıyorlar.)
9. It took a long time to settle the dispute, but it was worth it. (Anlaşmazlığı çözmek uzun sürdü, ama buna değdi.)
10. The two sides were unable to settle their dispute and went to court. (İki taraf, anlaşmazlıklarını çözemeyince mahkemeye gittiler.)
11. We need to settle this dispute before we can move forward. (İlerleyebilmek için bu anlaşmazlığı çözmeliyiz.)
12. The mediator was able to help the two sides settle their dispute. (Arabulucu, iki tarafın anlaşmazlıklarını çözmelerine yardımcı oldu.)
13. We’re trying to settle this dispute without involving lawyers. (Avukatları dahil etmeden bu anlaşmazlığı çözmeye çalışıyoruz.)
14. The two parties were able to settle their dispute through negotiation. (İki taraf, müzakere yoluyla anlaşmazlıklarını çözebildiler.)
15. The dispute was settled when one side agreed to the other’s terms. (Bir taraf, diğer tarafın koşullarını kabul edince anlaşmazlık çözüldü.)
16. We need to find a way to settle this dispute quickly. (Bu anlaşmazlığı hızlı bir şekilde çözmek için bir yol bulmalıyız.)
17. The dispute was finally settled after months of negotiation. (M

üzakerelerin ardından anlaşmazlık sonunda çözüldü.)
18. The two parties were able to settle their dispute through arbitration. (İki taraf, tahkim yoluyla anlaşmazlıklarını çözebildiler.)

19. We need to settle this dispute in a way that satisfies both sides. (Bu anlaşmazlığı, her iki tarafı da tatmin edecek bir şekilde çözmeliyiz.)
20. The dispute was settled when both parties agreed to a compromise. (İki taraf, bir uzlaşmaya varınca anlaşmazlık çözüldü.)

Türkçe cümleler:

1. Bu anlaşmazlığı büyümeden önce çözmeliyiz.
2. İki şirket sonunda anlaşmazlıklarını çözdüler.
3. Umarım bu anlaşmazlığı dostça bir şekilde çözebiliriz.
4. Bu anlaşmazlığı çözmek için bir arabulucuya ihtiyacımız var.
5. Hakim, iki tarafın anlaşmazlıklarını çözmelerine yardımcı oldu.
6. Sendika ve yönetim, anlaşmazlıklarını barışçıl bir şekilde çözebildiler.
7. Bu anlaşmazlığı bir kere ve her şeyiyle çözmeliyiz.
8. Avukatlar, mahkeme dışında anlaşmazlığı çözmek için çalışıyorlar.
9. Anlaşmazlığı çözmek uzun sürdü, ama buna değdi.
10. İki taraf, anlaşmazlıklarını çözemeyince mahkemeye gittiler.
11. İlerleyebilmek için bu anlaşmazlığı çözmeliyiz.
12. Arabulucu, iki tarafın anlaşmazlıklarını çözmelerine yardımcı oldu.
13. Avukatları dahil etmeden bu anlaşmazlığı çözmeye çalışıyoruz.
14. İki taraf, müzakere yoluyla anlaşmazlıklarını çözebildiler.
15. Bir taraf, diğer tarafın koşullarını kabul edince anlaşmazlık çözüldü.
16. Bu anlaşmazlığı hızlı bir şekilde çözmek için bir yol bulmalıyız.
17. Müzakerelerin ardından anlaşmazlık sonunda çözüldü.
18. İki taraf, tahkim yoluyla anlaşmazlıklarını çözebildiler.
19. Bu anlaşmazlığı, her iki tarafı da tatmin edecek bir şekilde çözmeliyiz.
20. İki taraf, bir uzlaşmaya varınca anlaşmazlık çözüldü.