Benevolence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Benevolence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Benevolence

Benevolence, İngilizce’de “iyilikseverlik” anlamına gelir. Bir kişinin başkalarına karşı sevgi, hoşgörü ve iyi niyetle davranmasıdır. Aşağıda, benevolence kelimesinin İngilizce cümle içinde kullanımına örnekler verilmiştir:

  1. She always acts with benevolence towards everyone. (O her zaman herkese iyilikseverlikle davranır.)
  2. His benevolence towards the poor is commendable. (Fakirlere karşı gösterdiği iyilikseverlik takdire şayandır.)
  3. The company’s benevolence towards its employees is reflected in their job satisfaction. (Şirketin çalışanlarına gösterdiği iyilikseverlik, iş memnuniyetlerine yansır.)
  4. The benevolence of the volunteers made the event a success. (Gönüllülerin iyilikseverliği etkinliği başarılı kıldı.)
  5. Benevolence is a virtue that should be practiced by all. (İyilikseverlik, herkesin uygulaması gereken bir erdemdir.)
  6. The elderly woman’s benevolence towards the stray cats touched everyone’s hearts. (Yaşlı kadının sokak kedilerine karşı gösterdiği iyilikseverlik herkesin kalbini dokundu.)
  7. The mayor’s benevolence towards the less fortunate members of the community is well-known. (Belediye başkanının toplumun şanssız üyelerine karşı gösterdiği iyilikseverlik iyi bilinir.)
  8. Her benevolence towards her colleagues is one of the reasons she is well-liked. (Meslektaşlarına karşı gösterdiği iyilikseverlik, sevilen olmasının nedenlerinden biridir.)
  9. The organization’s benevolence towards the refugees has been widely reported in the media. (Kuruluşun mültecilere karşı gösterdiği iyilikseverlik medyada geniş yankı buldu.)
  10. Benevolence is often rewarded in unexpected ways. (İyilikseverlik sık sık beklenmedik yollardan ödüllendirilir.)
  11. The king’s benevolence towards his subjects made him a beloved ruler. (Kralın konusundaki iyilikseverliği onu sevilen bir hükümdar yaptı.)
  12. The teacher’s benevolence towards her students is evident in their academic success. (Öğretmenin öğrencilerine karşı gösterdiği iyilikseverlik, akademik başarılarına yansır.)
  13. Benevolence should not be mistaken for weakness. (İyilikseverlik zayıflıkla karıştırılmamalıdır.)
  14. The benevolence of strangers can restore one’s faith in humanity. (Yabancıların iyilikseverliği insanlığa olan inancı yeniden kazandırabilir.)
  15. The company’s benevolence towards the environment is reflected in its sustainable practices. (Şirketin çevreye karşı gösterdiği iyilikseverlik, sürdürüle

bilir uygulamalarında yansır.)
16. Benevolence can create a positive ripple effect that touches many lives. (İyilikseverlik, birçok hayatı etkileyen olumlu bir dalga etkisi yaratabilir.)

  1. The philanthropist’s benevolence towards charitable causes is well-known. (Hayırseverin, yardım amaçlarına karşı gösterdiği iyilikseverlik iyi bilinir.)
  2. Benevolence can bridge gaps and bring people together. (İyilikseverlik, farkları birleştirip insanları bir araya getirebilir.)
  3. The teacher’s benevolence towards the struggling student helped him regain his confidence. (Öğretmenin zorluk yaşayan öğrenciye karşı gösterdiği iyilikseverlik onun özgüvenini yeniden kazanmasına yardımcı oldu.)
  4. Benevolence is not about expecting anything in return, but rather about spreading kindness and compassion. (İyilikseverlik, bir şey beklemekle ilgili değildir; daha çok iyilik ve şefkat yaymakla ilgilidir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.