İnaccessible İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnaccessible İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnaccessible İle İlgili Cümleler

Anlam: Ulaşılamaz, erişilemez, erişilmesi imkansız.

1. The top of the mountain was inaccessible to hikers. (Dağın tepesi yürüyüşçülere ulaşılamazdı.)
2. The website was inaccessible due to technical difficulties. (Web sitesine teknik sorunlar nedeniyle erişilemedi.)
3. The old castle was located in an inaccessible area. (Eski kale erişilemeyen bir bölgede bulunuyordu.)
4. The attic was inaccessible because of all the clutter. (Tavan arası, tüm dağınıklık nedeniyle erişilemezdi.)
5. The information was stored on an inaccessible part of the hard drive. (Bilgi, sabit diskin erişilemeyen bir bölümünde depolanmıştı.)
6. The book was placed on an inaccessible shelf. (Kitap, erişilmesi zor bir rafta yerleştirildi.)
7. The island was inaccessible by car. (Ada, arabayla ulaşılamazdı.)
8. The data was stored on an inaccessible server. (Veriler, erişilemeyen bir sunucuda depolanmıştı.)
9. The museum was located in an inaccessible part of the city. (Müze, şehrin erişilmesi zor bir bölgesindeydi.)
10. The lake was inaccessible during the winter months. (Göl, kış aylarında ulaşılamazdı.)
11. The system was down and the files were inaccessible. (Sistem çöktü ve dosyalar erişilemez hale geldi.)
12. The remote village was inaccessible by public transport. (Uzak köy, toplu taşıma ile erişilemezdi.)
13. The cave was inaccessible due to flooding. (Mağara, sel nedeniyle erişilemezdi.)
14. The tower was inaccessible to visitors. (Kule, ziyaretçilere erişilemezdi.)
15. The password protected file was inaccessible without the correct password. (Şifre korumalı dosya, doğru şifre olmadan erişilemezdi.)
16. The building was inaccessible for people with disabilities. (Bina, engelli insanlar için erişilemezdi.)
17. The road was inaccessible due to heavy snowfall. (Yol, yoğun kar yağışı nedeniyle erişilemezdi.)
18. The abandoned mine was inaccessible due to safety concerns. (Terkedilmiş maden, güvenlik endişeleri nedeniyle erişilemezdi.)
19. The house was located in an inaccessible part of the forest. (Ev, ormanın erişilmesi zor bir bölgesindeydi.)
20. The file was inaccessible because it had been corrupted. (Dosya, bozulduğu için erişilemezdi.)

21. The treasure was hidden in an inaccessible cave. (Hazine, erişilmesi zor bir mağarada gizlenmişti.)
22. The top floor of the building was inaccessible to the public. (Binanın en üst katı, halkın erişimine kapalıydı.)
23. The remote research station was inaccessible during the winter months. (Uzak araştırma istasyonu, kış aylarında erişilemezdi.)
24. The document was inaccessible because it was password-protected and the password was lost. (Belge, şifre korumalı olduğu ve şifre kaybedildiği için erişilemezdi.)
25. The high-security facility was inaccessible to unauthorized personnel. (Yüksek güvenlikli tesis, yetkisiz personel tarafından erişilemezdi.)
26. The river was inaccessible due to high water levels. (Nehir, yüksek su seviyeleri nedeniyle erişilemezdi.)
27. The old tower was inaccessible due to safety concerns. (Eski kule, güvenlik endişeleri nedeniyle erişilemezdi.)
28. The software was inaccessible because it was not compatible with the operating system. (Yazılım, işletim sistemiyle uyumlu olmadığı için erişilemezdi.)
29. The construction site was inaccessible to the public for safety reasons. (İnşaat alanı, güvenlik nedenleriyle halkın erişimine kapalıydı.)
30. The cliff was inaccessible due to strong winds. (Kayalık, güçlü rüzgarlar nedeniyle erişilemezdi.)