Befit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Befit İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Befit

Befit kelimesinin Türkçe anlamı: uymak, yakışmak, yaraşmak anlamına gelir.

  1. I think the new haircut befits you well. (Yeni saç kesiminin sana çok yakıştığını düşünüyorum.)
  2. It would befit you to apologize for your behavior. (Davranışın için özür dilemen senin yararına olur.)
  3. The elegant dress befits the occasion. (Zarif elbise, bu özel duruma yakışıyor.)
  4. His actions did not befit a person of his stature. (Onun davranışları, statüsüne yakışmıyordu.)
  5. Her humble personality befits her profession as a nurse. (Mütevazi kişiliği, hemşirelik mesleğine yaraşıyor.)
  6. A serious tone befits a discussion about such an important topic. (Ciddi bir ton, bu kadar önemli bir konu hakkında yapılan bir tartışmaya yakışıyor.)
  7. Her kindness befits her position as a teacher. (Onun iyiliği, öğretmen olarak görev yapmasına uygun.)
  8. The simple design befits the brand’s image. (Basit tasarım, markanın imajına uyar.)
  9. Your talent befits a career in the arts. (Yeteneğin, sanatlarla ilgili bir kariyere uygun.)
  10. The grandeur of the palace befits a king’s residence. (Sarayın ihtişamı, bir kralın ikametine yakışır.)
  11. His bravery befits his reputation as a hero. (Cesareti, bir kahraman olarak ününe yakışıyor.)
  12. The casual atmosphere befits a beachside restaurant. (Rahat bir atmosfer, bir sahil restoranına uygun.)
  13. Her confident demeanor befits her role as a leader. (Kendinden emin tavrı, liderlik rolüne yakışıyor.)
  14. The use of bright colors befits a children’s book. (Canlı renklerin kullanımı, bir çocuk kitabına uygun.)
  15. The small size befits a compact car. (Küçük boyutu, bir kompakt araca yakışıyor.)
  16. The luxurious amenities befit a five-star hotel. (Lüks olanaklar, beş yıldızlı bir otelde uygun.)
  17. His extravagant spending does not befit his income. (Aşırı harcamaları, gelirine uygun değil.)
  18. The traditional decor befits the historical significance of the building. (Geleneksel dekorasyon, binanın tarihi önemine uygun.)
  19. The modest price befits the quality of the product. (Makul fiyat, ürün kalitesine uygun.)
  20. The simple and practical design befits a kitchen appliance. (Basit ve pratik tasarım, bir mutfak aletine uygun.)
  1. The classical music befits a formal event. (Klasik müzik, resmi bir etkinliğe uygun.)
  2. Her intelligence befits her position as a scientist. (Zekası, bilim insanı olarak görev yapmasına uygun.)
  3. The rustic setting befits a countryside wedding. (Köy düğünü için, rustik bir ortam uygun.)
  4. The modesty of her outfit befits the conservative culture. (Kıyafetinin mütevaziliği, muhafazakar kültüre uygun.)
  5. The modern architecture befits a contemporary art museum. (Modern mimari, çağdaş sanat müzesine uygun.)
  6. The somber tone befits a solemn occasion. (Hüzünlü bir ton, ciddi bir duruma uygun.)
  7. The efficient use of space befits a small apartment. (Verimli alan kullanımı, küçük bir daireye uygun.)
  8. The professionalism of the staff befits a high-end restaurant. (Personelin profesyonelliği, lüks bir restorana uygun.)
  9. The elaborate decoration befits a grand wedding. (Ayrıntılı dekorasyon, görkemli bir düğüne uygun.)
  10. The strength of the material befits its use in construction. (Malzemenin dayanıklılığı, inşaatta kullanımına uygun.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.