Semi İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Semi İle İlgili Cümleler
Semi (yarım) – something that is partly but not fully or completely.
- I ate a semi pizza for dinner.
(Akşam yemeği için yarım pizza yedim.) - She has a semi smile on her face.
(Yüzünde yarım bir gülümseme var.) - The company has released a semi-annual report.
(Şirket yarıyıllık bir rapor yayınladı.) - I prefer semi-skimmed milk in my coffee.
(Kahvemde yarım yağlı süt tercih ederim.) - He gave a semi-apology for his behavior.
(Davranışı için yarım bir özür diledi.) - The road was closed due to a semi truck accident.
(Yol, yarım bir kamyon kazası nedeniyle kapandı.) - The dress code for the event is semi-formal.
(Etkinlik için giyim kodu yarı resmi.) - I have a semi-interest in learning a new language.
(Yeni bir dil öğrenmeye yarım ilgim var.) - The cake was semi-sweet, not too sugary.
(Kek yarı tatlıydı, çok şekerli değildi.) - The book was a semi-autobiographical novel.
(Kitap yarı otobiyografik bir roman idi.) - The team made it to the semi-finals of the tournament.
(Takım, turnuvanın yarı finallerine kadar çıktı.) - She has a semi-detached house with a garden.
(Bahçeli yarı müstakil bir evi var.) - The building was only semi-constructed when the funding ran out.
(Finansman tükendiğinde bina yarı inşa edilmişti.) - The movie was a semi-success at the box office.
(Film gişede yarı başarılı oldu.) - The recipe calls for semi-dried tomatoes.
(Tarif yarı kurutulmuş domates istiyor.) - I have a semi-open relationship with my partner.
(Ortak bir yarı açık ilişkim var.) - The artist’s style is semi-abstract, with elements of realism.
(Sanatçının tarzı yarı soyut, gerçekçilik unsurları içeriyor.) - The storm caused semi-permanent damage to the roof.
(Fırtına, çatıya yarı kalıcı hasar verdi.) - The dress had a semi-transparent fabric on the sleeves.
(Elbiselerin kollarda yarı saydam bir kumaşı vardı.) - The company offers a semi-flexible work schedule.
(Şirket yarı esnek bir çalışma programı sunar.)
- The semi-circular design of the building allows for more natural light.
(Binanın yarım daire şekli daha fazla doğal ışık sağlar.) - The athlete suffered a semi-serious injury during the game.
(Sporcu oyun sırasında yarı ciddi bir yaralanma geçirdi.) - The painting was a semi-finished masterpiece, still missing some details.
(Tablo yarı bitmiş bir başyapıttı, hala bazı detayları eksikti.) - The company offers a semi-annual bonus to its employees.
(Şirket, çalışanlarına yarı yıllık bir bonus teklif ediyor.) - The recipe called for a semi-circle of sliced carrots as a garnish.
(Tarif, süslemek için kesilmiş havuç yarım dairelerini istedi.) - The semi-conductor industry is rapidly growing.
(Yarı iletken endüstrisi hızla büyüyor.) - The couple decided on a semi-destination wedding.
(Çift, yarı hedefli bir düğün yapmaya karar verdi.) - The garden has a semi-wild look, with some plants left to grow naturally.
(Bahçenin yarı vahşi bir görünümü var, bazı bitkiler doğal olarak büyümeye bırakıldı.) - The musician plays a semi-acoustic guitar for a softer sound.
(Müzisyen, daha yumuşak bir ses için yarı akustik bir gitar çalıyor.) - The cake was decorated with a semi-naked frosting design.
(Kek, yarı çıplak bir kremalama tasarımıyla süslendi.)
Hemen Yorum Yaz