Semi İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Semi İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Semi İle İlgili Cümleler

Semi (yarım) – something that is partly but not fully or completely.

  1. I ate a semi pizza for dinner.
    (Akşam yemeği için yarım pizza yedim.)
  2. She has a semi smile on her face.
    (Yüzünde yarım bir gülümseme var.)
  3. The company has released a semi-annual report.
    (Şirket yarıyıllık bir rapor yayınladı.)
  4. I prefer semi-skimmed milk in my coffee.
    (Kahvemde yarım yağlı süt tercih ederim.)
  5. He gave a semi-apology for his behavior.
    (Davranışı için yarım bir özür diledi.)
  6. The road was closed due to a semi truck accident.
    (Yol, yarım bir kamyon kazası nedeniyle kapandı.)
  7. The dress code for the event is semi-formal.
    (Etkinlik için giyim kodu yarı resmi.)
  8. I have a semi-interest in learning a new language.
    (Yeni bir dil öğrenmeye yarım ilgim var.)
  9. The cake was semi-sweet, not too sugary.
    (Kek yarı tatlıydı, çok şekerli değildi.)
  10. The book was a semi-autobiographical novel.
    (Kitap yarı otobiyografik bir roman idi.)
  11. The team made it to the semi-finals of the tournament.
    (Takım, turnuvanın yarı finallerine kadar çıktı.)
  12. She has a semi-detached house with a garden.
    (Bahçeli yarı müstakil bir evi var.)
  13. The building was only semi-constructed when the funding ran out.
    (Finansman tükendiğinde bina yarı inşa edilmişti.)
  14. The movie was a semi-success at the box office.
    (Film gişede yarı başarılı oldu.)
  15. The recipe calls for semi-dried tomatoes.
    (Tarif yarı kurutulmuş domates istiyor.)
  16. I have a semi-open relationship with my partner.
    (Ortak bir yarı açık ilişkim var.)
  17. The artist’s style is semi-abstract, with elements of realism.
    (Sanatçının tarzı yarı soyut, gerçekçilik unsurları içeriyor.)
  18. The storm caused semi-permanent damage to the roof.
    (Fırtına, çatıya yarı kalıcı hasar verdi.)
  19. The dress had a semi-transparent fabric on the sleeves.
    (Elbiselerin kollarda yarı saydam bir kumaşı vardı.)
  20. The company offers a semi-flexible work schedule.
    (Şirket yarı esnek bir çalışma programı sunar.)
  1. The semi-circular design of the building allows for more natural light.
    (Binanın yarım daire şekli daha fazla doğal ışık sağlar.)
  2. The athlete suffered a semi-serious injury during the game.
    (Sporcu oyun sırasında yarı ciddi bir yaralanma geçirdi.)
  3. The painting was a semi-finished masterpiece, still missing some details.
    (Tablo yarı bitmiş bir başyapıttı, hala bazı detayları eksikti.)
  4. The company offers a semi-annual bonus to its employees.
    (Şirket, çalışanlarına yarı yıllık bir bonus teklif ediyor.)
  5. The recipe called for a semi-circle of sliced carrots as a garnish.
    (Tarif, süslemek için kesilmiş havuç yarım dairelerini istedi.)
  6. The semi-conductor industry is rapidly growing.
    (Yarı iletken endüstrisi hızla büyüyor.)
  7. The couple decided on a semi-destination wedding.
    (Çift, yarı hedefli bir düğün yapmaya karar verdi.)
  8. The garden has a semi-wild look, with some plants left to grow naturally.
    (Bahçenin yarı vahşi bir görünümü var, bazı bitkiler doğal olarak büyümeye bırakıldı.)
  9. The musician plays a semi-acoustic guitar for a softer sound.
    (Müzisyen, daha yumuşak bir ses için yarı akustik bir gitar çalıyor.)
  10. The cake was decorated with a semi-naked frosting design.
    (Kek, yarı çıplak bir kremalama tasarımıyla süslendi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.