İmpropriety İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmpropriety İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmpropriety

İmpropriety, uygun olmayan veya yersiz bir davranış veya söz anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. He was fired for his impropriety at the company party. (Şirket partisindeki uygunsuz davranışları nedeniyle işten çıkarıldı.)
  2. The politician’s impropriety caused a scandal. (Politikacının uygunsuz davranışı bir skandala neden oldu.)
  3. The teacher’s impropriety with a student led to his suspension. (Öğretmenin bir öğrenciyle uygunsuz davranışı, uzaklaştırılmasına neden oldu.)
  4. The lawyer’s impropriety resulted in a mistrial. (Avukatın uygunsuz davranışı bir yanılmaya neden oldu.)
  5. She was criticized for the impropriety of her outfit at the formal event. (Resmi etkinlikteki kıyafetiyle ilgili uygunsuzluk nedeniyle eleştirildi.)
  6. The company had to issue a statement apologizing for the impropriety of their product. (Şirket, ürünlerinin uygunsuzluğu için özür dileme açıklaması yapmak zorunda kaldı.)
  7. The professor’s impropriety with a student led to his resignation. (Profesörün bir öğrenciyle uygunsuz davranışı, istifasına neden oldu.)
  8. The impropriety of his language offended many people. (Dilindeki uygunsuzluk, birçok insanı rahatsız etti.)
  9. The impropriety of the joke made some people uncomfortable. (Şakanın uygunsuzluğu bazı insanları rahatsız etti.)
  10. The impropriety of the restaurant’s hygiene led to a health inspection. (Restoranın hijyenindeki uygunsuzluk, bir sağlık kontrolüne neden oldu.)
  11. The impropriety of the company’s business practices led to a lawsuit. (Şirketin iş uygulamalarındaki uygunsuzluk, bir dava açılmasına neden oldu.)
  12. The impropriety of the politician’s speech caused a public outcry. (Politikacının konuşmasındaki uygunsuzluk, halkta büyük tepki yarattı.)
  13. The impropriety of the athlete’s behavior caused his sponsors to drop him. (Sporcu davranışındaki uygunsuzluk, sponsorlarının ondan vazgeçmesine neden oldu.)
  14. The impropriety of the CEO’s conduct led to his resignation. (CEO’nun davranışındaki uygunsuzluk, istifasına neden oldu.)
  15. The impropriety of the teacher’s comments caused an investigation. (Öğretmenin yorumlarındaki uygunsuzluk, bir soruşturmaya neden oldu.)
  16. The impropriety of the company’s advertising led to a complaint from the public. (Şirketin reklamındaki uygunsuzluk, halktan bir şikayet aldı.)
  17. The impropriety of the student’s behavior led to his suspension. (Ö

ğrencinin davranışındaki uygunsuzluk, uzaklaştırılmasına neden oldu.)
18. The impropriety of the celebrity’s actions caused a media frenzy. (Ünlünün eylemlerindeki uygunsuzluk, medyada bir çılgınlık yarattı.)

  1. The impropriety of the company’s financial practices led to an investigation by the authorities. (Şirketin mali uygulamalarındaki uygunsuzluk, yetkililer tarafından bir soruşturmaya neden oldu.)
  2. The impropriety of the employee’s behavior led to his termination. (Çalışanın davranışındaki uygunsuzluk, işten çıkarılmasına neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.