
Be Encumbered With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Be Encumbered With Ne Demek?
Be Encumbered With, bir şeyin ağırlığı veya yükü altında ezilip kalmak anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
-
I am encumbered with too much work right now. (Şu anda çok fazla işle boğuşuyorum.)
-
Don’t let yourself be encumbered with unnecessary baggage. (Gereksiz yükler altında ezilmeyin.)
-
His financial problems encumbered him for years. (Finansal sorunları yıllarca onu zorladı.)
-
The athlete was encumbered with a heavy backpack during his run. (Sporcu koşusu sırasında ağır bir sırt çantası ile zorlandı.)
-
She was encumbered with a heavy responsibility. (Ağır bir sorumluluk altındaydı.)
-
The company is encumbered with a lot of debt. (Şirket birçok borçla uğraşıyor.)
-
He feels encumbered with all the demands of his job. (İşinin tüm talepleriyle başa çıkmakta zorlanıyor.)
-
The project was encumbered with too many restrictions. (Proje çok fazla kısıtlama ile engellenmişti.)
-
She was encumbered with her heavy coat in the hot weather. (Sıcak havada ağır ceketi ile zorlandı.)
-
The team was encumbered with a lack of resources. (Takım, kaynak eksikliği nedeniyle zorlandı.)
-
The company was encumbered with legal troubles. (Şirket, hukuki sorunlarla uğraşıyordu.)
-
She was encumbered with feelings of guilt. (Suçluluk duyguları ile mücadele ediyordu.)
-
The team was encumbered with a slow computer system. (Takım yavaş bir bilgisayar sistemiyle karşı karşıyaydı.)
-
The project was encumbered with bureaucratic red tape. (Proje, bürokratik engellerle karşılaştı.)
-
The company was encumber
ed with outdated technology. (Şirket eski teknolojilerle uğraşıyordu.)
-
He was encumbered with physical disabilities. (Fiziksel engellerle karşı karşıya kaldı.)
-
The team was encumbered with a lack of communication. (Takım, iletişim eksikliği nedeniyle zorlandı.)
-
She was encumbered with a difficult decision. (Zor bir kararla karşı karşıya kaldı.)
-
The company was encumbered with a lawsuit. (Şirket bir dava ile uğraşıyordu.)
-
He was encumbered with emotional baggage. (Duygusal yüklerle başa çıkmakta zorlandı.)
-
The team was encumbered with a lack of experience. (Takım, deneyim eksikliği nedeniyle zorlandı.)
Hemen Yorum Yaz