İmpinge On İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Impinge On Kelimesinin Anlamı:
Impinge on, bir şeyin üzerine doğrudan etki etmek veya çarpışmak anlamına gelir.
Örnek Cümleler:
- The sound of the music impinged on my ears. (Müziğin sesi kulaklarıma çarptı.)
- The company’s decision will impinge on your future at the company. (Şirketin kararı, şirketteki geleceğinizi etkileyecektir.)
- Her remarks impinged on my ability to concentrate. (Onun yorumları, konsantre olma yeteneğimi etkiledi.)
- The new building will impinge on the view from my office. (Yeni bina, ofisimden manzarayı etkileyecektir.)
- The proposed law would impinge on our freedom of speech. (Önerilen yasa, konuşma özgürlüğümüzü etkiler.)
- The smoke from the fire impinged on our ability to breathe. (Yangından gelen duman, nefes alabilme yeteneğimizi etkiledi.)
- The new construction project will impinge on the local wildlife habitat. (Yeni inşaat projesi, yerel yaban hayatı habitatını etkileyecektir.)
- The car’s speed impinged on his ability to control it. (Arabanın hızı, kontrol etme yeteneğini etkiledi.)
- The weather conditions impinged on our travel plans. (Hava koşulları, seyahat planlarımızı etkiledi.)
- The loud noise impinged on my ability to hear the conversation. (Yüksek sesli gürültü, konuşmayı duyma yeteneğimi etkiledi.)
- The new policy will impinge on the rights of workers. (Yeni politika, işçilerin haklarını etkileyecektir.)
- The sun’s glare impinged on my ability to see. (Güneşin parıltısı, görme yeteneğimi etkiledi.)
- The economic crisis has impinged on the ability of businesses to grow. (Ekonomik kriz, işletmelerin büyüme yeteneğini etkiledi.)
- The high crime rate impinges on the quality of life in the city. (Yüksek suç oranı
, şehirde yaşam kalitesini etkiler.)
- The new building will impinge on the historic character of the neighborhood. (Yeni bina, mahallenin tarihi karakterini etkileyecektir.)
- The new regulation will impinge on the ability of small businesses to compete. (Yeni düzenleme, küçük işletmelerin rekabet yeteneğini etkileyecektir.)
- The bright lights of the city impinged on the starry night sky. (Şehrin parlak ışıkları, yıldızlı gece gökyüzünü etkiledi.)
- The lack of funding is impinging on our ability to complete the project on time. (Finansman eksikliği, projeyi zamanında tamamlama yeteneğimizi etkiliyor.)
- The new policy will impinge on the privacy rights of citizens. (Yeni politika, vatandaşların gizlilik haklarını etkileyecektir.)
- The heat of the sun impinged on our enjoyment of the outdoor concert. (Güneşin sıcağı, açık hava konserinden keyif almamızı etkiledi.)
- The government’s decision will impinge on the country’s economic growth. (Hükümetin kararı, ülkenin ekonomik büyümesini etkileyecektir.)
Hemen Yorum Yaz